SON DAKİKA

Yapılandırma ne ayıptır ne suç

10 Ağustos 2018, Cuma 10:21

     


Son dönemlerde şirketlerin kredilerini yapılandırma taleplerine ilişkin soruları cevaplayan Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın, daha önce yaptığı “Yapılandırma ne ayıptır ne de suç” açıklamasına atıfta bulunarak, “Kredilerde cari koşullarla yapılandırma isteği gayet normal. Türkiye’de en son gündeme getirilen yapılandırmalar konusunda bankalar, kurallar, finansal akıl ve ticari mantık içinde üzerine düşeni yapıyor” dedi.

Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, ekonomideki gelişmeleri değerlendirerek, “Bazı işletmelerin kredilerde cari koşullarla yapılandırma isteği gayet normal” mesajını verdi. NTV’de soruları yanıtlayan Hüseyin Aydın’a yıl başında bir mülakatında “Yapılandırma ne ayıptır ne de suç” ifadesine atıfta bulunarak “Bu konuların gündeme geleceğini biliyor muydunuz? Nasıl bir öngörü ile o günkü mülakatta bu konuyu gündem yaptınız?” sorusu yöneltildi. Aydın, şu cevabı verdi: “Küresel ekonomideki gelişmeler ile uluslararası ve bölgesel gelişmeleri yakından izlediklerini ve muhtemel etkilerini gerçekçi olarak değerlendirmeye çalışıyoruz. Birçok ülkede yaşanan tecrübeleri ve yeniden yapılandırma konusundaki düzenlemeleri de inceledik. Hemen her ülkede bu konuda yasalar bulunmakta. Ülkemizde ise; geçmişte yaşanan olumsuz konjonktür dönemlerinde, yasal düzenleme eşliğinde geçici olarak uygulanan İstanbul Yaklaşımı ve Anadolu Yaklaşımı uygulamaları dışında, 2018 yılına kadar canlı kredilerin yapılandırılması konusunda kalıcı ve gerekli olduğunda her dönemde kullanılabilecek bir yasal düzenleme yoktu. Ancak, Kredi süreçlerinin doğal bir parçası olarak; yeniden yapılandırma, ödeme planı değişikliği, yeniden vadelendirme, vadelerin yeniden düzenlenmesi, vade uzatımı gibi isimlendirmeler ile kredi vadelerinin yeniden yapılandırılması ve firma yapılandırılması işlemleri her dönemde ihtiyaca binaen teamül olarak yapılagelmiştir. 
2018 başında yayımlanan Yeni Karşılıklar Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikler ile canlı kredilerin yeniden yapılandırılmasına ilişkin yasal düzenlemeler yapılmış oldu. Ama maalesef yeniden yapılandırılan kredilerin yakın izlemede sınıflandırılması şartı da getirildi. Oysa ki kredilerin yeniden yapılandırılmasına ait düzenlemelerin Karşılıklar Yönetmeliği yerine Kredili İşlemler Yönetmeliği’nde yapılması daha iyi olurdu. Bu durum bile, yeniden yapılandırma işlemlerine yönelik algının olumsuz bir tezahürüdür.” 
DİĞER ÜLKELER DE VAR
Aydın, şöyle devam etti: “Ben size ayda 500 lira ödüyordum, işlerin gidişatına göre rekabet arttı ben size 400 ödeyebileceğim. Borçlu iyi niyetli ise söyledikleriyle yapacakları uyumluysa yapılandırıyoruz. Kamuoyunda tartışılan ve belli bölümlerini yapılandırdığımız firmalardan bu süre içinde ciddi tahsilatlar yaptık. Yeniden yapılandırmayı kimse teşvik etmiyor. Ama bu bir zorunluluksa bunu yapacağız. Bir firma gerçekten ayakta durmayacaksa onun için donuk alacak sistemini çalıştırmak daha iyi bir şeydir. Sadece biz yapmıyoruz diğer ülkelerde de bunlar yapıldı.”
KREDİ KULLANDIRMA
Yapılan çalışmaların önemine işaret eden Aydın, “Türk bankacılık sistemi ülkenin büyümesinden bağımsız büyüme politikası uygulayamaz ve performans gösteremez. Mevduat dışı kaynağımızın bilançodaki payı yüzde 30. Türkiye’de mevduat tarafında da çok olumlu gelişmeler var. Mevduat ve diğer kaynakları bulabildiğimiz sürece Türk bankacılık sektörünün kredi kullandırma iştahında hiçbir kayıp olmadı, olmayacak. Bu konu önemli” diye konuştu.
Krediler ve kredi kartlarına yönelik düzenlemeyle ilgili değerlendirme yapan Aydın, “Ekonomi yönetimi gidişata göre ve uzun dönemli bir yaklaşımla alınması gereken önlemleri alıyor. Çok iyi bir iletişimimiz var. Biz görüşlerimizi bildirdik. Bankaların bilançolarından ziyade ülkenin bilançosuna olan etkisine bakmak lazım. BDDK’nın görüşe sunduğu taslağı bankacılık sektörünün ihtiyaç kredilerini biraz sınırlar, kredi kalitesine etkisi cüzi olur” şeklinde konuştu.
TÜRK BANKACILIK SİSTEMİ AKTİFİ YÖNETMEYİ BİLİYOR
BANKACILIK sektörünün 7 aydaki performansını değerlendiren Aydın, “Türk bankacılık sistemi ekonominin büyümesine olan katkılarını yarıyılda da sürdürdü. Bilanço büyüklüğü 3.7 trilyon liraya ulaştı. Türkiye yakalamış olduğu siyasi istikrarı ve güçlü ekonomi yönetimini bankacılıkta da gösterdi. Bilançomuzun yüzde 64’ü bireylere ve firmalara verilen kredilerden oluşuyor. Krediler içinde kurumsalın payı yüzde 80 düzeyinde. Bankacılık sistemi yılın ilk yarısında kredilerde sabit fiyatlarla yüzde 13 büyüdü. Yıl sonu itibariyle yüzde 15-16’da seyredeceğini düşünüyoruz. Sorunlu kredilerin oranı yüzde 3’ler civarında. Bu Türk bankacılık sisteminin aktiflerini iyi yönettiğinin bir sonucudur. Yüzde 7-7.5 civarında yakın izleme rasyomuz var. Türk bankacılık sistemi aktifi yönetmeyi biliyor. 2000’li yıllardan önce devleti fonluyorduk. Son 16 yılda iyi yönettik aktifleri” dedi. 
FİNANSAL REHABİLİTASYONA ALDIK
HÜSEYİN Aydın, “Aslında yapılan işlemle, firmanın kredi geri ödemeleriyle nakit akışları uyumlu hale getirilmekte, ödeme gücü ve imkânı genişletilerek kredinin tahsil kabiliyeti arttırılmakta. Diğer bir ifade ile firmanın yaşadığı finansal güçlükten kaynaklanan sorun giderilmeye calısılmaktadır. Bu firmanın, nakit akışları kredi geri ödemeleri ile uyumlu olan birinci grupta izlenen firmalardan aslında bir farkı yoktur. Finansal sağlığı bozulmuş olan işletmelerin de finansal rehabilitasyon tedavilerinden kendisine uygun olanına göre yapılandırılma, yani tedavi olma hakkını kullanabilmesi lazım ki finansal sağlığına kavuşarak ekonomiye yeniden kazandırılabilsin.”
SORUNLU KREDİLER DEĞİL
TBB Başkanı Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “İkinci grup krediler (yakın izleme) canlıdır, şu anda geldiğimiz nokta, daha önce yüzde 95-96 olan standart nitelikli kredilerin oranı şu anda yüzde 91’lerde. İkinci grupta izlediğimiz krediler sorunlu krediler değildir. Sorunlu şekle dönüşebilecek kredi yüzde 10-15’ler civarıdır.” (HABER MERKEZİ)







 
Son Eklenen Haberler