SON DAKİKA

“Pamuk ekim alanları yüzde 40 azaldı”

22 Şubat 2021, Pazartesi 11:51

     


Ulusal Pamuk Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Bertan Balçık, “Ülkemizde 2020 sezonunda pamuk ekim alanları yüzde 40 azalarak, son 30 yılın en düşük değeri olan, 353 bin hektara geriledi. Bu gerilemede münavebe koşulu nedeniyle desteklemeden yararlanamayacak alanların devre dışı kalması da rol oynadı” dedi.

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

2020 pamuk sezonunun değerlendirmesi ve gelecek sezon beklentilerini açıklayan Ulusal Pamuk Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Bertan Balçık, pamuk üretim alanlarının son otuz yılın en düşük seviyesine gerilediğini, ancak pamuk bilançosundaki iyileşmelerin de gelecek için ümit verdiğini ifade etti.

“PAMUK ÜRETİM MALİYETLERİ YÜZDE 25 ORANINDA ARTTI”

2019 pamuk sezonu birçok konuda yaşanan olumsuzluklar nedeniyle zararla kapatılan bir sezon olduğunu hatırlatan Başkan Bertan Balçık, “Buna bağlı olarak, 2020 sezonunda pamuk ekim alanları yüzde 40 azalarak, son 30 yılın en düşük değeri olan, 353 bin hektara (3 milyon 530 milyon dekar) geriledi. Bu gerilemede münavebe koşulu nedeniyle desteklemeden yararlanamayacak alanların devre dışı kalması da rol oynadı. Pamuk alanlarındaki bu daralmaya karşılık, ortalama tarla veriminin önceki yıla oranla yüzde 23 artması sonucunda rekoltedeki azalma yüzde 27 ile sınırlı kaldı. Geçen sezon yaklaşık değerlerle 1 milyon 600 bin ton kütlü (600 bin ton lif) pamuk üretildiği tahmin ediliyor. 2020 sezonunda dekar başına pamuk üretim maliyetleri yüzde 25 oranında arttı, ancak tarla veriminin de yüzde 23 artması sayesinde ürün maliyetindeki artış yüzde 2 ile sınırlı kaldı. Bunun yanı sıra, pamuk fiyatlarının önceki sezona göre yüzde 40 kadar daha yüksek seyretmesi kg kütlü başına 25 kuruşluk brüt kazanç sağladı. Ayrıca 2020 sezonu için, 82 kuruştan 1 lira 10 kuruşa çıkarıldığı açıklanan fark ödemesi desteği ve mazot ve gübre destekleriyle birlikte söz konusu brüt kazancın 1 lira 32 kuruşu bulması imkânı oluştu” diye konuştu

“KARARSIZLIKLARI ORTADAN KALDIRACAK”

2020 sezonu pamuk bilançosundaki bu iyileşmelerin üreticilere gelecek için ümit verdiğini vurgulayan Balçık, “Ancak, iklim değişikliği ve kuraklık riskleri ile üretim maliyetlerindeki kuvvetle muhtemel artışlardan kaynaklanan huzursuzluklar da var. Ayrıca küresel salgın koşullarının pamuk tüketimine ve dolayısıyla pamuk fiyatlarına olumsuz yansımasından endişe ediliyor. Bu anlamda pamuk desteklerinin sürdürüleceğine dair resmi açıklama yapılması büyük önem taşıyor. Miktarı belirlenmiş olmasa bile, fark ödemesi desteklerinin 2021 yılında da devam edeceğinin ilanı bu kararsızlıkları ortadan kaldıracak ve pamuk ekim alanlarının tekrar artma eğilimine girmesi sağlanacaktır” açıklamasını yaptı.

“ANCAK YÜZDE 40 KADARINI YERLİ ÜRETİMLE KARŞILAYABİLDİK”

“Tekstil sanayimizin pamuk hammaddesindeki dışa bağımlılığı yüksek oranlardaki varlığını sürdürüyor” diyen Başkan Balçık, “2020 yılında Tekstil sanayimizin 1 milyon 514 bin ton pamuk ihtiyacının ancak yüzde 40 kadarını yerli üretimle karşılayabildik. İhtiyacın karşılanması için 962 bin ton pamuk ithal edildi ve bunun için 1,5 milyar doların üzerinde bir bedel ödendi. Daha da önemlisi yerli üretimle bunun 2,5 katı kadar bir net katma değer yaratılmaktan mahrum kalındı. Küresel salgın nedeniyle pamuk dahil bütün emtia fiyatlarında önemli artışlar söz konusu. 2021 sezonuna %74 gibi oldukça yüksek bir Stok/Kullanım Oranıyla girmekte olduğumuz için bu durum ülkemize henüz tam olarak yansımış değil. Ancak pamuk fiyatlarının en azından mevcut düzeylerini uzun süre koruyacağının güçlü bir delili sayılabilir” ifadelerini kullandı.

“SÖZ SAHİBİ BİR PAMUK ÜLKESİ OLARAK TÜRKİYE’YE ÖNEMLİ FIRSATLAR SUNUYOR”

Kovid-19 pamuk için yeni bir fırsat alanı oluşturduğunu belirten Başkan Bertan Balçık, son olarak şunları kaydetti:

“Küresel salgın tüketicilerin doğal ürünlere olan eğilimini arttırmış durumda. Pamuk insan tenine dokunan kadim elyaf olarak bu anlamda öne çıkıyor. Bu gelişmeler hem üretim hem de tüketimde dünya genelinde söz sahibi bir pamuk ülkesi olarak Türkiye’ye önemli fırsatlar sunuyor. Bu fırsatları faydaya dönüştürmek için tohumdan elyafa, elyaftan giysiye uzanan katma değer zincirinde yer alan bütün kesimleri kapsayan, sürdürülebilir bir kalkınma projesi hazırlanarak uygulamaya konulması gerekiyor.” (HABER MERKEZİ) 







 
Son Eklenen Haberler