SON DAKİKA

“Pelin otu virüsü öldürüyor”

8 Ocak 2021, Cuma 17:27

     


İnterdisipliner Ruhsal Bilimler Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Anıl, “Pelin otu çok kuvvetli bir antiviral, müthiş bir şekilde virüsü öldürüyor. Mikroorganizmalar ve parazitler konusunda çok etkili nimetlerden bir tanesi. Bizim ülkemizde de bol bol var. Pelin otu suyunu vatandaşını dağıtan Madagaskar’daki olay çok ilginç, şu anda ülkede hiç vaka ve ölüm yok” dedi.

İnterdisipliner Ruhsal Bilimler Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Anıl, tvDEN ekranlarında yayınlanan Gazeteci Mehmet Aydın’ın hazırlayıp sunduğu Z Raporu’nun konuğu oldu. Anıl, salgının arkasındaki gücün Amerikan Emperyalizmi olduğunu söyledi.

“ALMANYA’DA GİDİŞAT HİÇ İYİYE GİTMİYOR”

Almanya’da bin 200 can kaybı olduğunu söyleyen Anıl, “Bugün Almanya’da bin 200 can kaybı oldu. Vaka sayıları 27 bin civarında, çok uç noktalara kadar gitti bu iş. Burada kısıtlamalara başlandı. On beş kilometre çapındaki bir alanı terk etmemek durumundasınız, eğer her 100 bin kişideki insidans rakamı 200’ün üzerindeyse yani 100 binlik nüfusu olan bir bölgede günde 200’den fazla insan pozitif oluyorsa bu bölgelerde olan insanlar yaşadıkları ilin ilçenin en fazla 15 kilometre uzağında bir yere, noktaya kadar gidebiliyorlar. Her yerde de kısıtlamalar var. Bizdeki şehirlerarası kısıtlama gibi bir uygulama. İnsanların geçerli gerekçeleri olursa, çalışıyorsa ya da hasta ziyareti gibi makul bir gerekçe yoksa bundan muaflar. Böyle sıkıntılı bir dönemde burada başlamış durumda. Vakalar berbat, gidişat kötü durumda, aşı kargaşası burada devam ediyor. Eyalet bakanlarıyla birlikte Almanya’nın şansölyesi Angela Merkel ile bir toplantı yapıldı. Toplantıdan çıkan kararlar ile kısıtlamaların bu ayın 10’una kadar uzatılması yönündeydi şartların bir miktar daha ağırlaştırılmasıyla 31 Ocak’a kadar uzatıldı bu süreç. Gidişat hiç iyi değil, diğer Avrupa ülkelerinin de durumu pek parlak değil” dedi.

“KENDİ HALKIM ADINA BİR ŞEY YAPAMAMAK KÖTÜ”

“Kendi ülkem adına bir şey yapamamanın sıkıntılarını yaşıyorum” diyen Anıl, “Kendi ülkem adına bir şeyler yapıyor olamamanın getirdiği sıkıntıyı yaşıyorum. Elimiz kolumuzda bağlı maalesef. Her ne kadar Almanya ile organik bağlarımız olsa bile ailem burada çünkü. Öbür taraftan da Türkiye benim vatanım. Kendi halkım için bir şey yapamamanın getirdiği sıkıntılarla elimiz kolumuz bağlı bir şekilde seyrediyoruz. Son günlerde araştırmalar yaptım ve bunu paylaşmamız gerektiğine inanıyorum. Bulduğum veriler dünyanın en iyi üniversitelerinden dünyanın en iyi üniversite sıralamasında ilk yirmi sırada sürekli yer alan saygınlık konusunda da ilk onda yer alan Amerika’daki Maryland eyaletindeki bir üniversiteden bahsetmek istiyorum. Elde ettiğim veriler bu üniversitenin verileri. Bu üniversite aynı zamanda araştırmalara 1,5 milyar dolarlık bir bütçe ayırmış durumda. John Hopkins Üniversitesi derken ben kesinlikle Amerikan hayranı değilim ama masum insanlarla orada yaşayan bilim insanlarıyla da bir sorunumuz yok. Bizim orada yuvalanmış eşkıyalarla bir sorunumuz var” diye konuştu.

“CAN KAYBI SADECE 261, HASTA SAYISI İSE 201”

Madagaskar’daki pandemi sürecine de değinen Anıl, “Madagaskar’daki olay çok ilginç, şu anda ülkede hiç vaka ve ölüm yok. Pandemi döneminin başladığı günden bu yana bugün itibariyle toplam vaka sayısı 17 bin 767, tüm bu vakaların içerisinde can kaybı sadece 261, 26 milyon nüfuslu bir ülkede nezleden ölenlerin sayısı çok daha fazladır diye tahmin ediyorum. Güncel hasta sayısı da sadece 201 ve ölüm oranı sıfır. Ölüm olayı pandeminin ilk çıktığı dönemde özellikle orası Güney Yarım Küre’de olduğundan Temmuz ayında yani bizde yaz olan ama onlarda kış en fazla can kaybının olduğu 261’de bu kış aylarında meydana geldi. Nüfusu Hollanda ve Danimarka’dan kat ve kat fazla olan bir ülkede pandeminin ilk gününden şimdiye kadar görülen can kaybı sayısı 261. Güncel hasta sayısı 201 ama onlarda da ölüm oranı yok. Şimdi bu mucize nereden kaynaklanıyor? Madagaskar bir defa Mozambik’in karşısında bir ada ülkesi, nüfusu 26 milyonu biraz geçiyor. Madagaskar Devlet Başkanı, Pandemi döneminde çok iddialı konuşmuştu. Ben onu bir Alman haber ajansında takip etmiştim. Demişti ki ‘bunun tedavisi çok kolay, bizim bildiğimiz Pelin otu bazlı ama bunun dışında onu destekleyici bitkilerle birlikte biz bunun bir sıvısını, içeceğini ürettik ve halkımıza bunu dağıttık’ denildiği zaman bu adama gülünmüştü. Batı basınında dalga geçenler olmuştu. Şu anda John Hopkins Üniversitesi’nin verdiği rakamlara bakıldığı zaman hakikaten adamlar bundan netice almışlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük bir devlet, bir ekip gönderilip orada pekâlâ bir araştırma yapılabilir. Yirmi kişilik bir ekip gönderilerek oradan veriler toplanabilirdi. Batı basınında gördüğümüz zaman sabah akşam birtakım aşı üreten firmaların markalarıyla yatıp kalkar hale geldi insanlar” açıklamasında bulundu.

“TÜRKİYE’NİN MADAGASKAR’A BİR EKİP GÖNDERMESİ GEREKİYOR”

Anıl “Çin’de geliştirilen aşı gelişmelerini de takip ediyorum. Çin malı gibi bilim dışı birtakım şeylerde söyleniyor, tabi ki aşı karşıtı falan değiliz. Namusla yapıldıktan sonra nerede olursa olsun oradaki akademisyenler bir şey geliştirmişlerse bilimsel olarak ta literatüre geçmişse, bu paylaşılmışsa ve orada verilen veriler şeffafça düzgün bir şekilde paylaşılmışsa kullanılabilir. Sağlık Bakanlığı bence doğru bir şey yapıyor. Ne olursa olsun kendi mutfağımızda bir denemesini yapalım demiş olması bence son derece mantıklı son derece yerinde bir tavır. Hakikaten bu işin mutfağında ya da akademik birikimde olan insanların oraya gönderilmesi gerekiyor” dedi.

“PELİN OTU BİZİM ÜLKEMİZDE DE BOL BOL VAR”

Pelin Otu’nun virüs öldürücü bir etkiye sahip olduğunu vurgulayan Anıl, “Pelin otu bir defa çok kuvvetli bir antiviral, müthiş bir şekilde virüsü öldürüyor. Mikroorganizmalar ve parazitler konusunda çok etkili nimetlerden bir tanesi. Bizim ülkemizde de bol bol var. İçmeye gelince imkânsız bu mübareğin tadı çok kötü, içermiyorsunuz ancak bu toz haline getirilerek içilebilir. Bu antik dönemden beri bilinen şifalı otlardan bir tanesidir. Birkaç türü bulunmaktadır. Almancadan Türkçeye çevrildiğinde ‘Avrat Şifası’ diye çevirebileceğimiz bir isim verilmiş eski dönemlerde. Ortaçağ’da bu şifa işleri de genellikle manastırlardaki keşişler tarafından uygulanıyordu. Günümüzdeki gibi modern bir tıp anlayışı o dönemlerde yoktu. Çok eski kaynaklarda kullanılıyor, mesela gebeliğin ilk aylarında kullanılması durumunda düşük yapma konusunda bir risk oluşturuyormuş. Doğum yaklaştığı zamanda doğum sancılarını kontrollü bir şekilde öne alıp doğumun daha rahat bir şekilde geçmesi için insanlar bu bitkiyi kullanıyormuş. Bu bitki kullanıldıktan sonra insanların daha rahat bir şekilde uyuduğu da bilinmektedir” açıklamasını yaptı.

“BU BİLGİLER JOHN HOPKİNS ÜNİVERSİTESİ’NİN BİLGİLERİDİR”

Anıl, “John Hopkins Üniversitesi’nin vermiş olduğu rakamlara bakınca inanamıyorsunuz. 26 milyonu aşkın bir nüfustan söz ediyoruz. Şu anda orada bölgede vaka ve ölüm yok. Ben John Hopkins Üniversite’nin verilerine göre söylüyorum bunları. Her gün insanlar www.coronalevel.com sitesine girsinler oraya Madagaskar’ın adını yazsınlar, istatistiği günlük olarak yapılıyor. Almanya’nın pandemi döneminde en saygın kuruluşu Robert

Koch Enstitüsüdür. Robert Koch Enstitüsü’nden önce verilerin daha çok öncelikli olarak müracaat edildiği kaynak John Hopkins Üniversitesi’nin verileri olmuş. Almanya’daki resmi makamlarda bu veri toplama konusunda John Hopkins Üniversitesi’ne güvendikleri içinde Robert Koch Enstitüsü’nden önce rakamları bu üniversiteye gönderiyormuş. Dolayısıyla bu merkez üniversitenin korona bilgi merkezi Robert Koch Enstitüsü’nden daha hızlı bilgi veriyor” diye konuştu.

“VİRÜSÜN ARKASINDA ABD’NİN OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”

Salgının arkasındaki gücün Amerikan Emperyalizmi olduğunu söyleyen Anıl, “Salgının henüz yeni parladığı dönemlerde internet ortamında bunun bir Amerikan silahı olarak kullanıldığı konusundaki komplo teorilerini dile getirenlerin yazıları bir şekilde sansürlendi, şu anda yok yazıları, aradığınız zaman bulamıyorsunuz. Komplo teorileriyle ilgili Amerikan kaynaklı olup bunu Çin’in bir silahı diye ortaya atılan iddialar silinmiyor, Amerika ile ilgili olan yazılar ise şu anda hiçbir internet ortamında yok. Elbette elimizde ispatlayacak bir kanıtımız yok, ispatlayamazsınız da mümkün değil. Bu o kadar ucuz, alçakça ve sinsice bir yöntem ki bir atom bombası atıldığında nereden füze atıldığı görülüyor ama bunu göremezsiniz. Amerika’da Hindistan kökenli saygın bir profesör söylüyor bunu, siparişe göre bu tür virüsleri sabaha kadar hazırlarsınız ertesi gün hazır silah olarak kullanılır diyor adam. Dünyanın başına gelen belalar bu çeteden geldi. O yüzden ben bunun arkasında Amerikan Emperyalizminin olduğunu düşünenlerdenim” ifadelerini kullandı. (AYHAN BOĞATARAN) 


HABER VİDEOLARI






 
Son Eklenen Haberler