Gazeteci Atilla Dağıstanlı, tvDEN'de Gazeteci Emin Aydın’ın hazırlayıp sunduğu “Emin Aydın’la Baş Başa” programının konuğu oldu. Dağıstanlı, "Ben burada partim adına partime zarar veren olayları, durumları ve yöneticileri anlatıyorum. Özlem Hanım’ın buradaki gücü CHP" dedi.

Dağıstanlı, “Söylediklerimi yazdıklarımı göstermek için Ankara’ya gideceğim. Pazartesi günü toplantı var. Belki gitmeyip kargoyla da gönderebilirim. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Yüksek Disiplin Kurulu savunmaya değer veriyor. Gidebilirim gitmeye de bilirim ama orada işlemimi yapacağım ben. Önceden belgelerimi gönderdim. Gidersem onlar beni dinleyecekler, ben hazırladığım belgeleri sunacağım. Onlar beni dinledikten sonra dışarı çıkacağım değerlendirecekler ama tüzük kurallarına göre aynı gün mü karar verirler 3 ay içinde mi karar verirler onu bilemiyorum. Ben CHP’li bir üyeyim. Ben burada partim adına partime zarar veren olayları, durumları ve yöneticileri anlatıyorum. Özlem Hanım’ın buradaki gücü CHP. Eğer yarın Özlem Hanım başka bir partiye gider, bir başka partiden Belediye Başkanlığı ya da Milletvekilliği’ne adaylığını koyarsa Cumhuriyet Halk Partisi sayesinde edindiği çevreyle yola çıkar. Sonuç ne olur bilinmez ama benim gördüğüm ki bu 2009’dan beri giderek bugünümüze kadar olan süreç içerisinde yine söylüyorum, Özlem Hanım Cumhuriyet Halk Partisi’ni öne çıkaran bir görsel, bir eylem, bir etkinlik yapmadı” dedi.

“GAZETECİLERİ GAZA GETİRİP SUSTURMAK ADINA BİR ŞEY BU”

Gazeteci Emin Aydın’ın, "Meslekle ilgili bazı gelişmeler oldu son zamanlarda. Hatta 21 Ekim Dünya Gazeteciler diye bir sürü mesaj atan oldu bana. Bizim mesleğin bir sürü günü var, bu 21 Ekim ne zaman çıktı? Bizim doğru günümüz nedir?" sorusuna Dağıstanlı, “Ben de bilmiyorum onu. Bence gazetecileri gaza getirip susturmak, gururlarını okşamak adına bir şey bu. Çünkü 21 Ekim Dünya Gazeteciler Gümü diye bir şeyi ben bilmiyorum. Ben de telefonla arayanlara aradığın için teşekkür ederim ama böyle bir gün yok diyorum. Niye yani gazeteciler günü kutlanıyor? İçeride 200’e yakın tutuklu gazeteci var, aç gazeteci var. Sen bunların sosyal haklarını ara. Mecbur kaldığı için gazeteciliğinden ödün verenler var. Hani kızıyoruz eleştiriyoruz ama bir de onun yerine koyalım kendimizi” dedi.

“BEN 74’TE O CEMİYETİN ÜYESİYDİM”

Gazeteci Emin Aydın’ın, geçen hafta Marmaris’te bir çalıştay yapıldı. Anadolu buluşması Yerel Medya Çalıştayı’ydı adı. Orada İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı bir ifade kullandı Özlem Çerçioğlu’nu eleştirdi. Takip edebildin mi o gündemi sorusuna Dağıstanlı, “Ben ona girmedim ama ayın 23’ünde burada bir toplantıları vardı otelde. Benim İzmir’deki dostlarımdan aldığım duyumla 2 saat önce aldığım haber iptal edileceğiydi, iptal edildi. Dilek Hanım ile Özlem Hanım arasında geçen olay, Dilek Hanım orada bir şey yapmış ama yarım kalmış. Ben AGC’nin Başkanı Semra Şener Hanımın açıklamasını okudum çünkü o dernekte cemiyette üyeyim. Orada doğrudan Özlem Hanımı savunmaya geçmek yerine Özlem Hanıma şu soruyu sorması lazım, Aydın’daki hangi gazetelere ilan ya da haber ilan şeklinde destek veriyorsunuz, hangilerine vermiyorsunuz. Semra Hanım AGC Başkanı olarak Cem Ulucan da Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti olarak bu işe el atmaları lazım. Bunu soru önergesi olarak gönderip meclise taşıması lazım. Her ildeki Gazeteciler Cemiyeti’nin önünde kendi adı vardır. Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti, Adana ya da Çukurova Gazeteciler Cemiyeti, Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti, Aydın Gazeteciler Cemiyeti ama bak hiçbir şey yok Türkiye Gazeteciler Cemiyeti var. Neresi o? İstanbul. Ben 74’te o cemiyetin üyesiydim. Orada her siyasi görüşten meslektaşımız vardı. Ramazan ve Kurban Bayramı geldiğinde evinde yatan emekli olmuş daktilo ile yazıp gazeteye haber gönderme imkanı olmayan ustalarımızın adına haber yazardık. 2 gün çıkardı Bayram Cemiyet Gazetesi. O iki günde İstanbul’da ne kadar emekli olmuş gazeteci varsa onlara 150’şer lira para ödenirdi. Bunun adı destektir. Aydın’daki gazetecilere bak. Semra Hanım çok güzel savundu Özlem Hanımı, Dilek Hanıma karşı. Ben Dilek Hanım haklıdır ya da haksızdır demiyorum. Önce Semra Şener’in cemiyet üyesi olup olmayacak diye ayırmadan hangi gazetelerin ilan aldığını araştırması lazım. Aynı şeyi Cem’in de yapması lazım. Cem hem Cemiyet Başkanı hem de Belediye’ye ait bir şirkette çalışıyorsa bence ikisinden birini tercih etmeli. Ben bunu Cem ile de görüşürüm. İki tarafta olmaz bırakmalı” ifadesini kullandı.

“BİZİ CEMİYETTEN İHRAÇ ETTİKLERİNİ BASINDAN ÖĞRENDİM”

Gazeteci Emin Aydın, “Yayın politikamızdan dolayı bizi cemiyetten ihraç ettiler. O cemiyeti abim Mehmet Aydın kurmuştu. Ben cemiyetin kalite cemiyeti olması ve Basın İlan Kurumu’ndan yararlanması için Aydın’da kapısını çalmadığım sarı basın kartlı gazeteci kalmadı cemiyete üye yapacağız diye. Biz cemiyeti bir yerlere getirdik. Hatta Cem’i Cemiyet Başkanı olarak abim Mehmet Aydın yaptı fedakarlık yapıp. Sonra Cem gitti Barış Altıntaş’ın Özlem Çerçioğlu’nun talimatıyla bizi cemiyetten attı, ben öyle algılıyorum. Bizden de bir savunma falan istemediler. CHP senden bir savunma istiyor bizden bir savunma isteyen olmadı. Biz de çok ardına düşmedik. Bizi cemiyetten ihraç ettiklerini basından öğrendim. Bu şehirde daha düne kadar benim yanımda olup, bizimle birlikte gazetecilik yapıp bu işten nemalanan arkadaşlar bugün bizim karşımızda durup nemalanmaya devam ediyorlar. Yani biz onların nemalandığı yegane odak olduk. Benim için önemli olan meslektaşlarımın gelir temin etmesi. Yanımda temin etmişler ya da karşımda temin etmişler fark etmiyor. Ben gurur duyuyorum. Onlar yeter ki taş olsunlar baş yarsınlar, aç kalmasınlar, gelir sağlasınlar yeter yani” dedi.

“İLETİŞİM FAKÜLTELERİ SANKİ YETERSİZ GİBİ”

Gazeteci Emin Aydın, “İletişim Fakültesi’nden bugün öğrenciler geldi buraya. Geçenlerde ben onların dersine katılmıştım. Televizyon haberciliği ve habercilik ile ilgili deneyimlerimi paylaştım onlarla. Dediler ki biz uygulamalı olarak kanalınıza gelip bunları görebilir miyiz. Buyurun gelin dedim. Sağ olsunlar bugün çıktılar geldiler. Çocuklardan bir tanesi ben bu mesleği yapmayacaktım meslekten soğumuştum ama bugün bu mesleğe aşık oldum ben dedi. Buradaki ortamı ve çalışma düzenini gördükten sonra söyledi bunu. Biz zaman zaman gönüllü olarak buraya gelip çalışma yapabilir miyiz dedi, tabi ki dedim. İletişim Fakülteleri sanki yetersiz gibi” ifadesini kullandı.

“ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞAN NE OLACAK?”

Gazeteci Emin Aydın’ın, "Kemal Kılıçdaroğlu cumartesi günü Aydın’a geliyor. Kuşadası’nda Kadın Kurultayı’na katılacak, CHP’nin Kadın Kolları Genel Başkanlığınca düzenlenen. Aydın Kolları Başkanı Ayşe Hanımı geçtiğimiz günlerde sen burada istifaya davet etmiştin. Kılıçdaroğlu’nun Aydın’a gelişini ve Ayşe Hanım’ın hala sizin telkininiz yönünde davranmamasını nasıl değerlendiriyorsun?" sorusuna Dağıstanlı, “Ayşe Hanıma bir şey diyemeyeceğim ben. Bir mucize olsa da Kılıçdaroğlu dese ki, Ayşe Hanım CHP Aydın İl Örgütü’nün Kadın Kolları Başkanı olarak Özlem hanım için yaptığın bu paylaşım ne iştir. Bana sorarsan Ayşe Hanım orada kalp krizi geçirir çünkü sakalla bıyık arasında. Ben yapmadım Özlem Hanımın adamları bana yaptırdı da diyemez. Yazdılar önüme koydular paylaşmak zorunda kaldım diyemez. Derse ertesi gün Olağanüstü Genel Kurulu olur. Tek kişide toplanırsa bütün güçler bugünkü Türkiye meydana gelir. Bir tek kişi vardır o da Mustafa Kemal Atatürk’tür. Türkiye Cumhuriyetini koran ve bizim gibi korkaklara emanet eden. 20 yıldır Türkiye’de hiçbir fabrika üretilmedi. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurdukları satılarak bugüne geldi. Doları olan 3 kat kazanıyor. Altını olan kazanıyor. Peki asgari ücretle çalışan ne olacak? Ben emekliyim, bu devlete 50 sene hizmet ettim. Bana 100 lira zaman yapıyor ama herkes her şeye 100 lira zam yapıyor” yanıtını verdi. (ELİF DUMANOGLU)