SON DAKİKA

“Esnafın devletine güveni kayboldu”

26 Ocak 2021, Salı 11:22

     


Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Genel Başkanı Aykut Yenice, pandemi döneminde 5 yıldızlı otellerdeki gece partilerini eleştirerek, “Esnaf saygılıdır, günlük kazancıyla sabahın seyrinde dükkânını açar, akşama kadar alın teriyle çalışır. Kendi halinde devletin kurallarına uymaya çalışan kendi bastırılmış duygularıyla devletin kararlarına hep saygı duyan bir gruptur. Dolayısıyla böyle baktığınız zaman böyle bir esnaf teşkilatının yapısı içerisinde ensesine vur, lokmasını al, bu kadar da olmaz. İnsanların devletine güveni kayboldu” dedi.

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Genel Başkanı Aykut Yenice, tvDEN ekranlarında her Pazartesi yayınlanan 5G1K programının konuğu oldu. Yenice, tüm dünyadan pandemi sürecinden en çok etkilenen sektör olduklarını söyledi.

“TÜM DÜNYADA PANDEMİDEN EN ÇOK ETKİLENEN SEKTÖRÜZ”

Tüm dünyada pandemiden en çok etkilenen sektör olduklarını belirten Yenice, “Ülkede ve dünyada yaşanan bu pandemiden en çok etkilenen yiyecek içecek sektörüyüz. İngiltere’de de böyle, Almanya’da da böyle İtalya ve İspanya’da da durum böyle. Ancak Avrupa örneklerini bir kenara koyarsak, ülkemizin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik koşulları göz önünde bulundurursak biz son derece ciddi temel sorun ve sıkıntılarla karşı karşıyayız. 18 Mart’ta pandemi ilk defa Türkiye’de görüldüğünde ve İçişleri Bakanlığı genelgesiyle iş yerlerimiz kapatıldıktan sonra 96 günlük bir süreçten sonra tekrar iş yerlerimiz açıldı. Açılmayan beş iş yerimiz var. Birahaneler, barlar, diskolar, gece kulüpleri ve pavyonlar. Bu sektörün içerisinde bu beş sektör 10 aydır mekânları ve kepenkleri kapalı durumda. Dolayısıyla artık bu sektörlerin durumu tamamıyla kapanma noktasına geliyor arkadaşlarımızın durumu. Bu işin başka bir kısmı. Haziran ayında normalleşmeye başlanan süreç içerisinde 18 Kasım’a gelene kadar sırtımıza çok ağır bir yükün bindiği ikinci bir kapatma geldi. Bu ikinci kapatmayla birlikte şu anda gerçekten ikinci ayı doldurduk. Dolayısıyla Türk mutfağına, lokantacılığına ve yeme içme sektörüne karşı güven kaybının olduğu bir süreçte ülkenin ekonomik koşullarını da göz önünde bulundurursanız, masraflı bir kış sezonunun içerisinde olduğumuzu yakıt, doğalgaz, okul gibi temel giderleri de üst üste koyarsanız maalesef şu anki tablo hiçte hoş bir pozisyonda değil. 18 Mart’ta ilk kapanma söz konusu olduğunda devletin birtakım temel yaptırımları oldu, bizi korumak adına. Bunların en başında da vergi ve sigortalarımız ertelenmişti. İkinci olarak icra işlemlerimiz kesin olarak durdurulmuştu. İşçi çıkarma yasağı vardı ama temelde bize sağlanan bir can suyu kredisi vardı. Bunlarla birtakım nefes alışlarımız sanki böyle bir rahatlatmıştı. Ancak bu kapanmayla birlikte bunların hiç biri yapılmadı. Yani düşünün ki bir insanın gelir kaynağını kesiyorsunuz. Bugün bizim sektörümüz insanların kendi başlarına yaptıkları bir meslek değil. En ufacık bir lokantamızda bile en az 5-10 kişinin çalıştığını düşünürseniz biz ülke ekonomisine istihdam yaratan çok önemli bir sektörüyüz. Biz ülkenin gayrı milli safi hasılasına çok ciddi katkı koyan bir sektörüz” dedi.

“BİZ HİÇBİR KRİZDEN BU KADAR ETKİLENMEDİK”

Daha önce etkilenmedikleri bir krizin içerisinde olduklarını vurgulayan Yenice, “Ev Dışı Tüketim Derneği (ETÜDER) diye bir dernek var. Bunlar Türkiye’deki aşağı yukarı bütün ev dışı tüketim malzemesi yapan herkese de hitap eden bir dernek. Onların yıllık çalışma programları oluyor. Yıllık çalışma programları dâhilinde bir talepte bulunduğum zaman insanlara bir dokundum bin ağladılar. Yani biz dertliyiz, onlar bizden dertli. Neden çünkü piyasaları gitti. Mal satacak yeri yok. Dolayısıyla böyle baktığınız zaman yiyecek içecek sektörüne çok geniş hacimli bir sektör. Geniş hacimli bir potansiyel olarak değerlendirmeniz lazım. Biz hiçbir devirde hiçbir ortamda ve krizde bu kadar etkilenmedik. Yasa, esnaf teşkilatını tarif ederken, kısıtlı sermayesiyle ister gezici ister sabit olsun derken başta kullandığı kısıtlı sermaye ifadesiyle esnaf günlük kazancıyla dönen günlük kazancıyla hayatını idame ettiren bir sektörün temsilcisidir. Biz bugün bankaya gittiğimiz zaman kredi almakta zorlanan bir sektörüz” diye konuştu.

“BİZİM DEVLETTEN BAŞKA KİMSEMİZ YOK”

Başkan Yenice, “Bizim devletten başka kimsemiz yok. Biz Cumhuriyet tarihinde bakın polis bile zamanında bölündü. Devletin sokakta polisin bölündüğü, askerini jandarmasının, doktorunun, hemşiresinin sokakta hak aradığı günler oldu ama esnafı asla. Bugün Türkiye Cumhuriyeti tarihinde esnafın devletine karşı en ufak bir eylemini duyamazsınız. Esnaf saygılıdır, günlük kazancıyla sabahın seyrinde dükkânını açar, akşama kadar alın teriyle çalışır. Kendi halinde devletin kurallarına uymaya çalışan kendi bastırılmış duygularıyla devletin kararlarına hep saygı duyan bir gruptur. Dolayısıyla böyle baktığınız zaman böyle bir esnaf teşkilatının yapısı içerisinde ensesine vur, lokmasını al bu kadar da olmaz. İnsanların devletine güveni kayboldu. Bütün televizyonlarda iki gündür dönüyor Uludağ’daki skandalı. Beş yıldızlı otellerin restoranlarında insanlar yiyor içiyor, maskesiz oturup kalkıyor Uludağ’da hopluyor zıplıyor. Yok efendim ceza kesilmiş, neyin cezası adam zaten Uludağ’a gidebiliyorsa bu ekonomik koşullarda geceliği 3 bin liralık, 5 bin liralık ve 10 bin liralık odada kalabiliyorsa onun yiyeceği ceza umurunda mı olur. Burada ekmek parası peşinde koşan 75 liralık yevmiyeyle askeri ücretin peşinde bütün gün sabahtan akşama kadar ayaklarına basamayanların olduğu bu ülkede sen ceza kesmişsin zıplayan adama, adamın umurunda değil ki. Ama benim esnafımın ve çalışanımın bir lokma ekmek umurunda artık o günlerdeyiz” dedi.

“KARANLIK BİR NOKTADAYIZ BİR ŞEY SÖYLENMESİ LAZIM”

Yenice, “Bizim sektöre baktığınız zaman şu anki tabloyu ben şöyle benzetiyorum, karanlık bir tünelin içerisindeyiz ucu gözükmüyor ve elimizde mum dahi yok nereye gittiğimizi bilmiyoruz. Karanlıkta duvara mı çarpacağız, önümüzde çukur mu var, ne olduğunu bilmiyoruz. Biz şunu istiyoruz, bir kakafoni bitsin. Bir gazetenin yazarı çıktı bundan bir ay önce manşet attı, lokantalar, restoranlar 15 Ocak’ta açılıyor dedi. İnsanların duygularıyla oynamaya utanmıyor musunuz? İçişleri Bakanına sordum o bile tarih veremedi. Sağlık Bakanına sordum ‘sayın başkan çalışıyoruz’ dedi. Bunun tarihini iki bakan veremiyor sen çıkmışsın 15 Ocak’ta lokantalar açılıyor diye manşet atıyorsun, yazıklar olsun. Şimdi Türkiye’de bir buçuk milyon insan aşılandı, yeni gelen aşının dozu altı buçuk milyon daha bunlar yapılacak. Bunlara baktığınız zaman üç dört aylık bir süreç. Tüm bunları üst üste koyduğunuz zaman bu insanlara en azından fotoğrafın bir suretini göstermek lazım. Sayın Bakan veya Sayın Cumhurbaşkanı bu perşembe günü demeli ki arkadaşlar biz değerlendirdik Şubat ayının, Mart ayının, Nisan ayının şu tarihinde açılacaksınız. İnsanlar en azından ona göre bir çare ararlar. Belki dükkânını kapatacak belki mal sahibiyle konuşacak. Dolayısıyla bir şey söylenmesi lazım” ifadelerini kullandı. (AYHAN BOĞATARAN) 


HABER VİDEOLARI






 
Son Eklenen Haberler