SON DAKİKA

Yakan: Aydın’ın gözden çıkarıldığını düşünüyorum

22 Ekim 2019, Salı 13:20

     


tvDEN’de yayınlanan 5G1K programına katılan Avukat Akın Yakan, “Ben Aydın’ın gözden çıkarıldığını düşünür hale geldim. Aydın’da jeotermallerin yarattığı kirlilik, çok ciddi boyuttadır. Vatandaşlar sonuna kadar hakkını aramalı" dedi.

tvDEN’de moderatörlüğünü Faruk Özkan’ın yaptığı 5G1K programında Jeotermal Elektrik Santralleri konuşuldu. Düzenli olarak bu denetlemelerin yapılıp, Aydın halkını bilgilendirilmesi gerektiğini söyleyen Avukat Akın Yakan, “Jeotermal Elektrik Santralleri ve tesislerini inceleme yetkisi Valilikler ve Valiliğe bağlı Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüklerine aittir. Tesisin içine girip inceleme yapması, denetleme yetkisi, tesis içinde inceleme yapma yetkisi Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine aittir” ifadelerini kullandı.

“JEOTERMALLER AYDIN’IN PROBLEMİDİR”

Jeotermal elektrik santrallerine karşı verdiği mücadeleyi ve yaptıkları çalışmaları anlatan yakan, şu ifadeleri kullandı:

"Jeotermaller sadece benim problemim değil. Bu Aydın’ın problemidir. Bu konuda benim öne çıkmamın nedeni yaklaşık 7 yıldan beri takip ettiğimiz davalardır. Bu süreçteki mücadelemiz nedeniyle biz biraz daha önde gözüktük. Bu konuda birçok mücadele veren arkadaşlarımız var. Onlara çok teşekkür ediyorum. Başlangıçta herkes gibi jeotermal enerjiyi temiz, sağlıklı, yenilenebilir bir enerji olarak düşünüyorduk. Bize bu masalı anlattılar ve biz bu masalla 2 yıl daha uyuduk. Bu topraklara zarar vermeyeceğini düşündük. Ta ki meyveler, topraklar, insanlar zehirlenene kadar. Mücadele ve savaşımız bu noktadan sonra başladı. Jeotermal tesis elektrik üretebilir, şehrin ısıtılmasında kullanılabilir bir tesistir. Mantığı şu, yeraltından çıkarılan jeotermal sıvı yüzeyde işlendikten sonra santralse elektrik üretiliyor, ısıtma veya soğutmaysa düzeneğinden geçmesi gerekiyor. İşi bittikten sonra o sıvının, alındığı rezerve tekrar basılması gerekiyor. Bunun teknik adı reenjeksiyon. Çünkü sıvı çok ağır metallerle yüklü ve sıcak. Doğaya doğrudan doğruya deşarj edilmesi demek o deşarj edilen suyun, havanın, toprağın yok olması anlamına geliyor. Sorun tamamen buradan çıkıyor. Şirketlerin reenjeksiyon etmemesinin sebebi tamamen ekonomiktir.

“AYDIN’IN YER ALTI KAYNAKLARI PARSEL PARSEL İHALE EDİLDİ”

Aydın ili sınırları içerisinde 28 tane santral mevcut. Bunun 16 tanesi Germencik bölgesinde, 3 tanesi Efeler sınırları içerisinde santral var. 2007 yılında 5886 sayılı Jeotermal kaynaklar ve Doğal Mineraller Sular Kanunu kabul edildi. O kadar kötü bir kanun ki bu bütünüyle şirketler lehine çıkarılan kanunlardır. Anayasaya, yasaya, yönetmeliklere ayıkırı bir kanundur. Bu kanunu size şöyle anlatayım; mesela sizin arsanıza geliyorlar. Bu arsada jeotermal enerji olduğunu, bunu onlara satıp veya kiralamanızı istiyorlar. Siz kabul etmediğinizde tek taraflı olarak ilgili valiliğe iki satır yazı yazıyorlar. Bu yeri bana vermediler, bu yerin kamulaştırılmasını istiyorum diyorlar. Valilik işini gücünü bırakıp burayı kamulaştırıyor. Çok ilginçtir ki kamulaştırılan bölgenin parasını şirket ödüyor. 2009 yılında Aydın’ın yer altı kaynakları parsel parsel ihale edildi. Bunlar belirli şirketle ait. 2009 yılındaki ihale yapılırken o dönemin valisi belli bir alanı çiftlik alanı olan yeri İl Özel İdaresi adına satıyor. Yani alanı İl Özel İdaresi alıyor. Aydın Büyük Şehir olduktan sonra bu alanlar AYTER adına tescil ediliyor. Çünkü bu alan Aydın Büyük Şehir Belediyesi’ne kalmaması içindi. 2 yıl önceki süreçte çiftlik alanındaki yer ihaleye çıkarıldı. İhale metninde Belediye ve Belediye’nin ortağı olan şirketlerin ihaleye girmesi yasaklandı. Aydın’ın parasıyla alınmış yer bir şirkete ihale edildi. Jeotermal tesislerin olduğu her alanda yer altı suları kirlendi. Zeytin, pamuk, incir, üzüm bundan etkilendi.

“DENETİMLERİN YAPILMASI LAZIM”

Jeotermal Elektrik Santralleri ve tesislerini inceleme yetkisi Valilikler ve Valiliğe bağlı Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüklerine aittir. Tesisin içine girip inceleme yapması, denetleme yetkisi, tesis içinde inceleme yapma yetkisi Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine aittir. Düzenli olarak bu denetlemelerin yapılıp, Aydın halkını bilgilendirilmesi gerekiyor. Kimseye verileri vermiyorlar. Biz istedik verileri bize Kişisel Bilgiler Korunması Kanununu göstererek bu bilgileri bize vermediler. Israrla Aydın Valiliği Jeotermallerin insan sağlığı ve çevreye zararı olmadığını söylüyor. Bütçe ayrıldığını ve incelendiğini söylüyor ama biz hiç göremedik. 2017 yılında TUBİTAK’ın yaptığı bu konuyla bir araştırma var. 600 sayfalık raporda olumsuz etkiler yer alıyor. 2016 yılında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yapılan bir inceleme var. İncelemenin proje yürütücüsü Prof. Dr. Bekir Sıtkı Karataş 600 sayfalık bir başka rapor var. Bunlar bilimsel gerçekler. Bu raporlar tamamen olumsuz raporlar. En önemlisi denetimlerin yapılması lazım. Aydın’da yaşıyoruz, bundan 10 gün önce akşam Aydın’ı bir koku sardı. Valilik bu kokunun Zindan Deresi’ndeki atık kabloların yanmasından dolayı olduğunu açıkladı. Zindan Deresi’nin tamamı yansa kokusu Aydın’a ulaşmaz. Belediye’nin bu kokuyu ölçecek bir cihazı yok. Eğer olsaydı ve ölçseydi bu soru işaretleri ortada olmazdı. Efeler Belediyesine soruyorum, 7 aydan beri ölçüm cihazı neden almadınız? Özlem Çerçioğlu’na soruyorum, söz verdiğiniz 3 tane ölçüm laboratuarını kurmadınız? Aydın Valiliği’ne soruyorum, ilgili tüm ölçüm cihazları elinizdeyken bugüne kadar bizi niye bilgilendirmediniz? Aydın Büyük Şehir Belediyesi’nde AFAT’ın elinde bulunan gaz ölçümü el aletleri neden yok? Anayasa’nın 56. Maddesindeki ‘sağlıklı çevrede yaşama hakkına sahipsin’ maddesi var. Ben bu soruları buraya dayanarak soruyorum. 2019 Şubat ayında Aydın Barosu olarak ulusal düzeyde bir Çevre Çalıştayı düzenledik. Bu çalıştayda sunum yapabilecek akademisyen bulmakta zorluk çektik. Bir çok akademisyen arkadaşımız buralarda görev alıp, konuşmaktan çekindi. Maalesef üniversiteler baskılar nedeniyle üniversiteler konuşmak istemiyor."

“HEPSİ BİRİNCİ SINIF TARIM ARAZİSİNDE”

Jeotermal Enerji santrallerinin nereye kurulup, nereye kurulmaması gerektiği hakkında konuşan Yakan, “Zeytinciliğin ıslahı yabanilerin aşılattırılması kanunu var. Bu kanun diyor ki; ‘zeytinlik alanların içine, zeytinlik alanlardan merkez olmak üzere 3 kilometrelik dairenin içerisine sadece zeytin veya zeytinyağı ile ilgili bir tesis kurabilirsin. Başka hiçbir hiç bir tesis kuramazsın’ diyor. Aydın’a bakıyoruz, kurulmaya çalışılan Jeotermal Santrallerin yüzde 95’i kapama zeytin bahçelerin içerisinde. Bugüne kadar 12 tane ÇED (Çevresel etki değerlendirmesi) projesini iptal ettirdik. Bu 12 proje zeytinlik alanlarının içerisine yapılmıştı. Kanun Jeotermal santraller birinci sınıf tarım arazisi içerisine yapılamaz diyor. Hepsi birinci sınıf tarım arazisi içerisinde. Birinci sınıf sulama arazilerin içerisine yapılamaz diyor. Çiftlik alanı denilen yerin İkizdere Barajı’nın hemen altına yapıldığını biliyor musunuz? Bir dava açtık bu çok ilginç bir olay. Hani sulama kaynaklarının yanına tesis açılamaz diyor. Bir yerde ÇED projesi ilan edildi, Menderes Nehri’nin 7 metre sağına sondaj kuyusu kazılmış. Bunun 10 metre solunda DSİ’nin su kanalı var. İki su kaynağının arasına ‘ÇED gerekli değildir’ iznini veren Çevre Bakanlığı’ndan bahsediyorum. Bakanlık ÇED’i fütursuzca veriyor. Ben bir hukukçu olarak Aydın’ın gözden çıkarıldığını düşünür hale geldim. Aydın’da Jeotermallerin yarattığı kirlilik çok ciddi bir kirliliktir. Vatandaşlar sonuna kadar hakkını aramalıdır. Biz 2019 Şubat’ta Germencik’teki santrallerin iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatının olmadığını öğrendik. Bu yetki Yerel Belediye’ye aittir. Germencik Çevre ve Doğa Derneği ve Aydın Barosu, Germencik Belediyesi’ne iki dilekçe yazdık. Bize yanıt verilmedi. Bir önceki Belediye Başkanı vardı. O zaman daha yerel seçimler olmamıştı. Şimdiki Belediye Başkanı seçildikten sonra kendisini ziyarete gittik. Dilekçemize cevap verecek misiniz diye sorduk. Araştırıp cevap vereceklerini söylediler. Üzerinden 6 ay geçti bir cevap alamadık. 20 Eylül’de Germencik Belediye Başkanı tarafından görevlendirilen bürokratlar aracılığıyla bir cevap aldık. Bir gerçeği ortaya koymuş olduk. 31 Mart 2019 tarihi itibariyle Germencik’te faaliyette olan 16 santralin 11 tanesinin iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatının olmadığını, 8 tanesinin de ikan ruhsatının bulunmadığını tespit ettik. Biz Nisan’da ziyarete gittik Eylül’de sonucu aldık. Çok ilginç bir şekilde Germencik Belediyesi Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında biz bu sonuçları beklerken 6 iskan ruhsatı çıkartmış. 2 tane iskanı olmayan tesis kaldı. Mevcut Belediye Başkanı benimle bu mücadele veriyordu. Jeotermal Elektrik Santrali’ni geçtim, Aydın’da bir köfteci dükkanı açalım ve ruhsatı olamasın. Bize bir saat izin verirler mi? Hemen kapatırlar. Efeler içindeki tesisler için bir yazı yazdık. Efeler Belediyesi’nden bir cevap geldi, ‘Fatih Atay döneminde hiçbir ruhsat verilmemiştir’ denildi. Benim haricen öğrenmiş olduğum bir bilgi var. Aydın’da Efeler Belediyesi sınırları içerisinde 3 tane Jeotermal Enerji Santrali var bunlarda çalıştırma ruhsatının olmadığını haricen duydum. Resmi bir açıklama gelmedi. Fatih Atay’a şunu sormak istiyorum. Eğer Efeler bölgesi içerisindeki 3 tane tesisin ruhsatı yoksa bunları kapatacak mısınız? Aydın bir yok oluşa doğru ilerlerken çevreci gözüken belediyeler derhal bu duruma müdahale etmesi gerekiyor” dedi. (MEHMET RAŞİT AKBALIK)







 
Son Eklenen Haberler