/>

SON DAKİKA

Karaaslan: Burada kaybeden Aydın oldu

8 Şubat 2021, Pazartesi 15:24

     


Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun ‘Erkan Karaaslan’ı tanımıyorum ifadesine Erkan Karaaslan, “Biz Özlem Çerçioğlu ile 2013 yılında tanıştık. Kendisiyle oturmuşuz ajandama ben yapılacak işleri yazmışım, 73 kalem yazmışım ve kendisi de, ‘evet bunları yapalım’ dediklerine de artı koymuşum, 67 kaleme artı koymuşum. Tahmin ediyorum 66 tanesi yapılmadı hala duruyor öyle. Aslında kim kaybetti? Erkan Karaaslan mı, Özlem hanım mı? hayır burada kaybeden Aydın oldu, kent oldu, ülke oldu” dedi.

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Kamu Hukuku Uzmanı Erkan Karaaslan, tvDEN ekranlarında hafta içi her gün izleyiciyle buluşan Gazeteci Emin Aydın’ın hazırlayıp sunduğu Emin Aydın’la Baş Başa’nın konuğu oldu. Karaaslan, Aydın Cumhuriyet Savcısı, Mersin ya da İstanbul Cumhuriyet Savcısı herhangi bir konuda şüpheli ya da tanık olarak bize birtakım sorular sorarsa, tüm bildiklerimizi anlatırız” diye konuştu.

“DÖRT YARGILAMADAN BERAAT ETTİK, KALAN YARGILAMALARDAN DA BERAAT EDECEĞİMİZİ DÜŞÜNÜYORUM”

Aydınlıların kendisini yeterince tanımadığını belirten Karaaslan, “Ülkede, 15 Temmuz sürecinden sonra imaj oluşturma noktasında sıkıntılı bir süreç yaşandı. Bu insanların aklında kalmıştır, çünkü çok fazla yazıldı ve çizildi. Biz de çıkıp bunu anlatmadık. Bugün burada bir röportaj yapıyorsam, aslında bugüne kadar yazılanların doğru olmadığını ortaya koyan en güzel kanıt budur. Bu yazılanların küçük bir kısmı dahi doğru olsaydı o zaman burada olmam imkânsızdı, biz buradayız çok şükür, özgürüz. Bu yaşanan sert sürece rağmen hiçbir yargılamadan ilk derece mahkemelerden dahi ceza almadık. Yargılamaların bir kısmı bitti, bugün Silivri’de biten bir yargılamanın haberini aldım, Silivri Asliye Ceza Mahkemesi arkadaşlarımızın beraatına karar vermiş. Bu bizim 4’ncü beraat aldığımız belediye oldu. Tüm mahkemelerden de beraat alacağımızı düşünüyorum, neticede birbirinin kopyası iddianameler bunlar, dördünden beraat kararı çıkmışsa diğer kalanlardan da beraat edeceğimizi düşünüyorum” diye konuştu.

“ÖZLEM ÇERÇİOĞLU İLE 2013 YILINDA BİR FUARDA TANIŞTIK”

Özlem Çerçioğlu ile İstanbul’da 2013 yılında bir fuarda tanıştıklarını ve Aydın Büyükşehir statüsüne girdikten sonra 2014 yılında çalışmaya başladıklarını söyleyen Karaaslan, “2011 yılında ben kamudaki görevimden, milletvekili aday adayı olduktan sonra istifa ettim. O zamanlar milletvekilliği süreci başarıyla sonuçlanmadı, daha sonra kamuda çalışma olanağımız da kalmamıştı. İstifa ettikten sonra da yerel yönetimlerle çalışmayı düşünmezken, ülkedeki mevzuatları kaleme aldığımız 2001 ve 2008 dönemi var, bizim kaleme aldığımız ve bildiğimiz mevzuatlardan kaynaklı olarak yerel yönetimlerde çalışmaya başladık. 2013 yılında ‘Sosyal Demokrat Belediyeler’ fuarında Mayıs ayında İstanbul’da sayın Başkan Özlem Çerçioğlu ile tanıştık. O zamanlar belediyeler ile yoğun bir çalışmamız vardı ve Aydın hem nüfusu ve büyüklüğü itibariyle bizim yoğun çalışmayı imkânlı kılmıyordu aslında. Başkanın vizyonu ve büyükşehir olduğunda yapmak istedikleriyle, bizim düşüncelerimiz örtüştü, biz o dönemde Aydın’da 2013 yılının sonu 2014’ün de başında yoğun bir çalışma düzenine geçmiş olduk. İlk etapta bizim şirketimizde görevli Hüseyin Soylu ve Önder Yeğen Aydın’da yoğun olarak çalışıyorlardı, ben o dönemde pek gidip gelmemiştim aslında. Aydın, büyükşehir olduktan sonra 2014 yılının sonuna doğru yapılacak işlerin çokluğuyla her hafta bir gün Aydın’da çalışmaya başladık. Bu yargılama süreçleri de çok ilginç, bizim Aydın 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nde bir yargılamamız var, çokta iyi gidiyor. Mahkemenin tavrı ve usulü her şey dört dörtlük, bizim oradaki yargılamamızda bazı kamu görevlileri işi yapmadığımızı söylemişler. Yapmadığımız iş nedir? Yapmadığımız iş Aydın ASKİ’ye haftada bir gün gelip ihale ile ilgili soru ve yapılması gereken işlere cevap vermekti. Benim Aydın’a haftada bir gün geldiğim herkesçe bilinir. Bizim başımıza gelen eleştiriler de geldiğimiz için yapılıyordu, daha önce geldiğimiz için suçlandık, şimdi de gelmediğimiz için suçlanıyoruz” açıklamasında bulundu.

“AYDIN’DA BELEDİYE’YE ÖNERDİĞİM İSİMLER OLDU"

Aydın Büyükşehir olduktan sonra idari kadroyu kurduklarını ifade eden Karaaslan, “Belediyelerde atama süreçleri belirlidir. Neticede insan kaynakları dairesi başkanı önerir ve bürokratik bir süreç geçer, başkanlar da buna olur verir. Dolayısıyla hukuki süreç, belli bir süreçte yürütülüyor. Gelen arkadaşlar bizzat benim tanıdığım olmayabilir ama CV’ler geldiğinde belediyeye sayın başkan bu CV bizim kadromuz için kariyer planı için uygun mu diye bana sormuştur, uygun dediklerimde benim refere ettiğim gibi sonuçlar çıkıyor, onlar çok doğru değil ama neticede Aydın Büyükşehir Belediyesi’nde daire başkanı ve üzeri kadrolarda çalışan pek çok kişi bir şekilde hem o CV’lere bakmak suretiyle hem de bizzat benim tanışıklığım suretiyle belediyeye önerilmiştir. Önermiş olduğum her kişi de kabul görmemiştir, önermediklerim de kabul görmüştür. O süreçte rol aldığımızı söyleyebilirim” dedi.

“FETÖNÜN BELEDİYELER İMAMI İDDİASI YEREL MEDYANIN BİR UYDURMASIDIR”

Hakkında çıkan FETÖ’nün belediyeler imamı iddiasını yerel medyanın uydurduğunu dile getiren Karaaslan, “Yargı dosyasında iddianamede ve kovuşturma dosyasında böyle bir şey yok zaten, böyle bir iddiada yok yani. Bu iddia tamamen belediye başkanının muhalifi olan yerel medyanın uydurduğu bir iddia. İddianame de böyle bir şey yok yani. Böyle bir iddia, böyle bir söylem yok. MİT ‘böyle bir şey yok’ demiş, Emniyet Genel Müdürlüğü ‘böyle bir şey yok’ demiş, bunun belgelerini de verebiliriz. Yani 78 tane ayrı müzekkere gelmiş, hiçbirinde böyle bir iddia ve sonuç yok. Bunun olmadığına dair net yazılar var. Çeşitli illerde 112 tane soruşturma dosyası açıldı, bunların hepsinde de ‘kovuşturmaya yer yok’ kararı geldi. Yani dediğim gibi bunlar en küçük bir delil olsaydı zaten burada olmamız imkânsızdı. Yani tüm bunlar yazıldı ve yaşandı. Bu süreç ve bu sürecin mihmandarları, aktörleri Aydın’dan, biz Mersin’de yargılanıyoruz ama bunu domine edenler, yazıp çizenler Aydın’dan. İlk yargılamaya ilişkin araştırma tutanağı sahteydi, 28 kişi hakkında bir tutanak düzenlenmişti, bundan 27 arkadaşımız beraat etti ve bizde beraat edeceğiz, bekliyoruz. Bundan da en küçük bir kuşkum yok” açıklamasında bulundu.

“BU SÜREÇTE KAYBEDEN AYDIN OLDU”

Karaaslan, “Ben sadece Aydın ile yatıp kalkmıyorum, kendi işlerim var İstanbul’da, Ankara’da çalışıyorum. Davalarda olmasa buraya gelip gitmeyeceğim. Benim tutuklanmam ve yaşadığımız bu süreçte kaybeden kim oldu? ben öyle bakıyorum. Ben çok sever ve sayarım başkanı, gerçekten vizyonlu bir insandır. Biz Özlem Çerçioğlu ile oturmuşuz ajandama ben yapılacak işleri yazmışım, 73 kalem yazmışım kendisi de, ‘evet bunları yapalım’ dediklerine de artı koymuşum, 67 kaleme artı koymuşum. Tahmin ediyorum 66 tanesi yapılmadı hala duruyor öyle. Aslında kim kaybetti? Erkan Karaaslan mı, Özlem hanım mı? hayır burada kaybeden Aydın oldu, kent oldu, ülke oldu. Biz elektrikli otobüse geçelim dedik. Niye? çünkü karbon salınımı, benzinle ilgili masraflar, gürültü kirliliği yani daha konforlu bir ulaşıma geçilmesini söyledik. İşte DMO üzerinden OTOKAR’dan alım yapalım dedik, onların elektrikli otobüsleri hızlı gelecek diye, çok uygun bir fiyat oluştu kredisini devlet malzeme ofisi veririm demiş, yönetim kurulu başkanıyla görüşülmüş. Belirli bir sayıda otobüs gelecek ve Aydın’ın her noktasına ulaşım sağlanmış olacak hem de bu konforlu sağlanmış olacak, otobüslerin konulduğu yere de bir güneş paneli yapılacak, elektriği de oradan alacak. Benzin ile mazot maliyetleri sıfırlanacak ve Aydın Büyükşehir Belediyesi toplu taşımada ciddi bir kar elde edecek. Şimdi bu güzel bir proje, bu proje yapılamamış yani dolayısıyla kaybeden kent oluyor, kaybeden insanlar oluyor. Yani kendi başıma gelenlere değil bu iş bir kumpastır, bir senaryodur günü geldiğinde de tüm detaylarıyla da ortaya çıkacaktır. Bunu yapanlar bu kente zarar vermiştir” dedi.

“ÖZLEM ÇERÇİOĞLU İLE HUKUKUMUZ ABLA-KARDEŞ NOKTASINDADIR”

Özlem Çerçioğlu’nun mahkemede Erkan Karaaslan’ı tanımıyorum ifadesi hakkında konuşan Karaaslan, “Bence tanımıyorum dememiştir. 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki savunmaya bakarken tanıdığını gördüm. Aydın’da katıldığım 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde tanışıklığımızı vurguladık. Beni tanımıyorum demişse onu savunacak değilim ama neticede kendisiyle iyi tanışırız. Bir dönem iyi bir hukukumuz oldu, çok yakın çalıştık, ben kendisini çok sever ve sayarım. Kendi ifadesi ve benim ifadem de bir abi kardeş olduğumuz hukuku noktasındadır. Son derece şeffaf son derece istişare olarak değerli, kente değer katacak noktada karşılıklı düşüncelerimiz oluşmuştur. Ankara’da, Aydın’da, İzmir’de bunları oturup tartışmışızdır, konuşmuşuzdur neredeyse her hafta. Ben kenti için yaşayan, kenti için çırpınan bir insan olarak ben kendisini bilir ve tanırım” diye konuştu.

“AYDIN CUMHURİYET SAVCISI BİZE BİRŞEY SORARSA BİLDİKLERİMİZİ ANLATIRIZ”

Karaaslan, “Benim başıma gelenlerin doğrudan benimle bir ilgisi yok. Belediyeler Türkiye’de siyasetin finansman aracıdır. Belediyelerin, belediye başkanlarıyla olan hesabı, tüm Türkiye’de benim üzerimden görüldüğü için ben bu süreçte mağduriyetimin herkesçe bilindiği bana kurulan kumpasın herkesçe bilindiği ve dolayısıyla bir kahraman olarak karşılanacağım düşüncesiyle inancıyla tahliye oldum. Zaten tahliye olacağıma da en küçük bir kuşkum yoktu. Kimileri uzun yıllar tutuklu kalır gibi dilek ve temennisini belirtse de biz ikinci tutukluluğumuz da sadece sekiz ay tutuklu kaldık ve tahliye olduk. Aydın’da kumpas dönemi hiç bitmiyor. Aydın’da beş tane kamu görevlisi biz fiilen Aydın’a her hafta geldiğimiz halde Nisan’da geldi. Mayıs’ta gelmedi diye 2015’te bir tutanak düzenlemişler. Bu tutanakla biz bugün yargılanıyoruz. Bizim yargılanmamızı boş verin, bununla ilgili onlarca bilirkişiler gelmiş. 140 bin ile 160 bin lira arasında bir satın alma dosyası dokuz ay süren bu dosyadan yani devletin yaptığı masraf on katı olmuştur. Bende yargı süreçleri bitsin diye beklemeyi düşünüyordum ama artık beklemeyi düşünmüyorum. Bununla ilgili suç duyurusunda bulunduk. Bizim geldiğimize yönelik durum mu sahte yoksa geldiğimiz halde tutanağa gelmedi diyenlerin yazdığı mı. O dönemde ASKİ’de çalışan beş tane kamu görevlisine suç duyurusunda bulunacağız. Ben belediye başkanlarıyla bürokratlarla yaşadıklarımı onların özellerini çıkıp ulu orta konuşmam ve insanları da suçlamam. İkinci olarak devletin dili imzadır. Yani imzaya bakılır, imzaya göre hareket edilir, imzaya göre işlem yapılır o yüzden her kamu görevlisine de aynı konuda salık vermişimdir. Rastgele ve inanmadığınız şeye imza atmayın diye. Üçüncüsü tanık olduklarınızı eğer bir yargı süreci içerisinde biri sorarsa yani savcı, hâkim, müfettiş vatanını seven bir kamu görevlisi geçmişi olan, bu konuda birtakım ilkeleri bulunan bunca yargılanmaya rağmen hiçbir yerden ceza almamış birisi olan birisinin de bildiklerini hiç kimseye iftira atmadan bildiklerinizi söylersiniz, söylemeniz gerekir. Çıkıp ta ben bunu söyleyeceğim demem, uygunda değil. Aydın Cumhuriyet Savcısı, Mersin ya da İstanbul Cumhuriyet Savcısı herhangi bir konuda şüpheli ya da tanık olarak bize birtakım sorular sorarsa, bildiklerimizi anlatırız. Ben tanık olarak cezaevinde yaşanan süreçlerle ilgili tanıklık yaptım başka bir tanıklıkla ilgili ifademe başvuran olmadı” dedi.

“LİTERA YAZILIM FİRMASI İLE İLGİLİ İFADEME BAŞVURULMADI”

Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Başkan Çerçioğlu ve kendilerinin de yargılanmasına devam edilen Erkan Karaaslan, Litera konularıyla ilgili bildiklerini açıklamaya hazır olduğunu belirtti. Karaarslan, “Litera konusunda şu ana kadar bana tanık ya da şüpheli olarak bir çağrı gelmedi. Şüpheli olarak ta gelirse, tanık olarak ta gelirse bildiklerimi anlatırım. 2015 yılında ASKİ’de ‘SAMPAŞ’ yazılım firması varken ‘LİTERA’ sürecine geçiş yapıldı. Yazılımların ülkedeki alım süreçleri öteden bu yana tartışmalıdır. O süreçlerin bütün belediyelerde dikkatli bir şekilde ele alınsa hepsinde problem çıkabileceğini düşünüyorum. Açık İhale yapılması yerine önce bir pazarlık usulüyle alım yapılıyo,r sonra o pazarlık usulüne bağlı olarak doğudan teminle alım yapılıyor. Bu kanunun ruhuna uygun mu onu tam kestiremiyorum, değerlendirmede yapmak istemem. Eğer bir soru gelirse söyleriz. Aydın’da ne yapıldı hatırlamıyorum ama daha çok telif kodlama üzerine bir alım satım yapıldığını görüyoruz” dedi.

“ÖZLEM ÇERÇİOĞLU İLE ARAMIZDAKİ MESAFE BENİM SEÇİMİM DEĞİL”

Özlem Çerçioğlu ile arasındaki mesafenin kendi seçimi olmadığı söyleyen Karaaslan, ”Özlem Çerçioğlu ile aramızdaki uzaklık net bir şekilde benim seçimim değil. Burada bizim yargılandığımız belediyelerde sadece Aydın’da değil, yargılandığımız belediyelerde genel durum bu aslında. Diğer belediyelerde de insanlar yargılama sürecinin bitmesini istiyorlar. Bu yargı süreci bittikten sonra oturup bütün geçmişin hesabını çıkaralım diyorlar. Ben Aydın içinde durumun böyle olduğunu düşünüyorum. Yargılama süreçleri beraatla sonuçlandığında buna en çok ben ufak bir kuşkum yok. Bu süreç bittiğinde yaşananların taraflarla masaya yatırılacağını düşünüyorum. Halkın seçmiş olduğu ve halkın desteğini almış bir insanın soruşturma süreçleri nedeniyle görevden alınması ya da uzaklaştırılması çok doğru olmaz” ifadelerini kullandı. (AYHAN BOĞATARAN) 







 
Son Eklenen Haberler