SON DAKİKA

“Dijitalleşmenin maksimum olduğu bir ticaret hayatı başlıyor”

26 Ocak 2021, Salı 09:21

     


Aydın’da hizmet veren Marka Danışmanı Taylan Kozacıoğlu, “Pandemiden etkilenmeyen sektör yok. Herkes bu süreçten etkilendi, maalesef bizim Türkiye’de ilk kesilen bütçe, reklam bütçesi oldu. Tamamen yanlış stratejiyle en son kesilecek ayakta kalacak firma olmasına rağmen yanlış bir stratejiyle ilk reklam bütçesi kesildi” dedi.

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Marka Danışmanı Taylan Kozacıoğlu, tvDEN ekranlarında hafta içi her gün yayınlanan Gazeteci Emin Aydın’ın hazırlayıp sunduğu Emin Aydın’la Baş Başa’nın konuğu oldu. Kozacıoğlu, Salgın dönemiyle birlikte dijitalleşmenin maksimum seviyelerde olduğu bir ticaret hayatının başladığını belirtti.

“PANDEMİDE BİRÇOK MARKA SINIFTA KALDI“

Pandemi sürecinin ticarete ve ekonomiye olan etkilerini değerlendiren Kozacıoğlu,”Pandemi bir süre daha devam edecek ama etkileri azalıyor. Dolayısıyla her geçen gün bir takım kurallarda yavaşlamalar ve gevşemeler olacak. 15 Şubatta okulların açılmasıyla ilgili bir takım konuşmalar var. Okulların açılması, ekonomi ve piyasa açısından şöyle kritik, okulların açık olduğu dönemde ticaret genel olarak daha açık olur, hayat daha canlı olur. Çok ciddi rakamlardan bahsediyoruz öğretmenler, öğrenciler bunların hepsi eve kapandığı zaman genel ticaret çok yavaşladı. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte bu olacak. Kısa bir süre içerisinde biraz rahatlamalar olacak. Pandemi birkaç ay daha devam edecek, yaz aylarına kadar sıkıntısını çekmeye devam edeceğiz. Pandemide birçok marka sınıfta kaldı. Maalesef pandemi sürecinde birçok marka veya esnaf arkadaşımız sınıfta kaldı. Bunun tabi bazı sebepleri var. Biz öncelikle şunları söylüyoruz. Piyasanın bazı gerçeklerini kabul etmek gerekir. Pandemi yüz yılda bir yaşanacak ve çok büyük bir krizdir. Bir dünya krizi dünyada neredeyse etkilenmeyen ülke yok. Ülkeleri ve insanları ayırt etmeyen bir virüsle karşı karşıyayız. Tabi kimisi daha ağır kimisi daha hafif atlatıyor hem ekonomik olarak hem de sağlıksal olarak. Bu tip büyük krizlerde sektöre bağlı olarak bazı sektörler için biz birçok müşterimize de bunu telkin ediyoruz. Ayakta kalmak ticari bir başarıdır. Ticaret her sene kar edip kenara para koyacağınız bir olgu değil. Ticarette de ayakta kalmanın büyük bir başarı olduğu dönemler vardır. Bu dönem onlardan birisidir. Bir firma, marka ya da işletme sürdürülebilir olmalıdır. Yani böyle dönemlerde 6 ay, 8 ay, bir yıl ayakta kalabilmeli. Bunu ekonomi ve ticaretle uğraşan Türkiye’deki herkese öğretmeliyiz. Kriz dönemlerinin fırsat olduğu bazı firmalar vardır. Onlar çok küçük bir yüzdedir. Sektörel olarak içinde bulundukları duruma göre çok ekstra paralar kazanırlar. Ama bu yüzde 3’ü geçmez. Hiçbir kriz döneminde de geçmedi. Biz müşterilerimize hep şunu anlattık, bu dönemde daha çok çalışmanız lazım, daha çok çalışıp daha az kazanacağınız bir dönemdesiniz. Öncelikle bunu kabul etmeniz lazım, bunu kabul ettikten sonra ayakta kalınca çeşitli kampanyalar, aktiviteler yapmanız lazım. Müşterilerinizin ruhuna dokunmanız lazım gibi birçok öneride bulunduk. Dinleyenler ise geri dönüş aldılar” dedi.

“TÜRKİYE’DE MAALESEF İLK KESİLEN REKLAM BÜTÇESİ OLDU”

Türkiye’de ilk kesilen bütçenin reklam bütçesi olduğuna dikkat çeken Kozacıoğlu, “Pandemiden etkilenmeyen sektör yok. Herkes bu süreçten etkilendi, maalesef bizim Türkiye’de ilk kesilen bütçe reklam bütçesidir. Tamamen yanlış stratejiyle en son kesilecek ayakta kalacak firma olmasına rağmen yanlış bir stratejiyle ilk reklam bütçesi kesildi maalesef. Bizde de paniğe ve telaşa kapılıp reklam bütçesini durduran müşterilerimiz oldu. Bizde burada ciddi bir gelir kaybı yaşadık, hatta ajans olarak ama bunu kayıp olarak görmüyorum. Bu süreci atlatıp ajansımızın ayakta kalmış olması çalışan personellerimizin maaşlarını ödeyebilmiş olmamız bizim için bir başarı. Bu sürecin sonunda hep beraber yeni bir fedakârlık sürecine girip daha çok çalışıp daha çok para kazanacağız. Ben bu krizden etkilenmedim diyen kimse olamaz ama olumlu ama olumsuz herkes etkilendi” diye konuştu.

“TEMASIN MİNİMUM, DİJİTALLEŞMENİN İSE MAKSİMUM OLDUĞU BİR TİCARET HAYATI BAŞLIYOR”

Pandemi sonrası işleyecek süreç için dijitalleşmenin başlayacağını ifade eden Kozacıoğlu, “Bundan sonra birtakım yeni normaller var onlara alışacağız. Yeni normallerin en başında dijitalleşmek geliyor tartışmasız olarak. Temasın minimum olduğu dijitalleşmenin maksimum olduğu bir ticaret hayatı başlıyor. Sadece son 3-4 ayda Aydın’da online sipariş getiren market uygulamalarının Türkiye’deki bütün büyük markaları şu anda Aydın’a girdi. Yerelde de bir iki girişim var benimde desteklediğim bir girişim vardı önceden. Onlarda geldi üstüne üstlük birde Türkiye’deki bütün markalar geldi. Online market işi Aydın standartlarında oturması yılar alacak bir iş. Ama deneyimlemek için mecbur kaldı bir kesim, deneyimledikten sonrada memnun kaldı. Memnun kalınca da ‘ben buna pandemiden sonrada devam ederim’ dedi. Bu dönemde dijitalleşmenin önemini anladık. Kendimizi bu dönemde eve kapattık ve dünyayla olan tek bağlantımızda internet oldu. Bu süreçte insanların doğru noktalarına temas eden uygulamalar ve markaların tamamı kazandı ve kazanmaya da devam ediyor. Bundan sonrada aynı şekilde devam edecek. İnsanlar sokağa çıksa da alışverişe gitse de halk şunu daha fazla öğrenmeye başladı. Her hangi bir malın internetten araştırıp fiyatları daha uygun ya da aynı fiyata daha kalitelisini alayım psikolojine alıştı. Şimdi burada yereldeki markalara çok büyük görevler düşüyor. İnternetin o risklerine karşılık yereldeki markaların ve ticaret yapan insanların şu söylemi geliştirmesi lazım. İnternette bulduğunuza çok yakın bir paraya güvenilir bir şekilde biz bunu satıyoruz. Burada kritik bir durum var ama arada yüzde yirmi oranında fark olunca inanlar o riskleri göze almaya başladı. Bu bizim esnaf abilerimize de ders niteliğinde. Yıllarca ederi az olan bir malı rekabet ortamı yeterince oluşmadığı için pahalıya sattığı zaman böyle bir durum meydana geliyor” dedi.

“TÜRK HALKININ PAZAR KÜLTÜRÜ ÖLMEYECEK”

Kozacıoğlu, “En basit dönüşülebilir ve en basit yatırım gerekmeyen tüketimi çok olan bir yer manavlar. Dönemsel olarak eğer önceki durumuna çok ters değilse manava dönüşen ya da manav hizmeti vermeye başlayan işletmelere söyleyecek bir lafımız yok. Krizden yeni bir fırsat yaratma konusunda bunlara söyleyecek bir şeyim yok. Ama çok alakasız dönüşümler oldu ve bu birkaç ay içerisinde bu dönüşümlerin de sonu gelecek. Manavlar açısından söylüyorum Türk halkı pazara gitmeye devam edecek. Bu alışkanlık geçmeyecek. Meyve sebze alışverişi için pazara gitmeye devam edeceğiz. Bunu çok net olarak söyleyeyim. Belli bir yaş gurubunun üstündeki insanlarda en büyük sosyalleşme alanı pazara gitmek, ürünlere dokunmak, bakma ve fiyatlarını karşılaştırmaktır. Bu grup aktif alışveriş hayatına devam edecek. Buradaki market ve pazarlardan alışveriş yapmaya devam edecekler” diye konuştu.

“YEMEK VE MARKET SEKTÖRÜ DİJİTALLEŞMEYE MECBUR KALDI”

Yeme ve içme ile market sektörünün dijitalleşmeye mecbur kaldığını söyleyen Kozacıoğlu, “Dijitalleşmeye iki sektör mecbur kaldı, yeme içme gıda sektörü ve market sektörü dijitalleşmek zorunda kaldı. Bu süreçte çok ciddi ciro kaybı yaşandı. Böyle olunca mecbur kalarak dijitalleştiler. Dijitalleşenlerin hepsi de iyi ki de dijitalleştik çok iyi oldu diyorlar. Yeme içmede de birçok firma kendi birebir de dijitalleşmese de bu hizmeti ortak hizmet olarak yapan firmalardan hizmet satın alıp oralara üye oldular. Bunların birçoğu yarın öbür gün kendi sipariş sistemlerini oturtacak. Artık insanlar buna alıştılar. Market içi satın almalara yönelik birçok çözümler bulunmaktadır. Biz bunlara marketing diyoruz internet sitelerinde, ulusal birçok örneği de var. İçerisinde dükkân dükkân insanların ürün satabildiği şu anda bununla ilgili bizimde bir müşterimiz var bununla ilgili yatırım yapan. İlk yatırımı stok maliyeti olmayan dışarıdan bakıldığı zaman çok basit görünen bir iş. Çok zor ve uzun bir yolculuk bu rakipler çok büyük reklam bütçeleri de öyle, dolayısıyla çok iyi ürün satmak zorundalar” ifadelerini kullandı. (AYHAN BOĞATARAN) 


HABER VİDEOLARI






 
Son Eklenen Haberler