SON DAKİKA

“Daha yapacak çok işimiz var”

8 Eylül 2021, Çarşamba 12:33

     


Gelecek Partisi Gelen Başkanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, tvDEN’de Emin Aydın’la Baş Başa Özel programının konuğu oldu. Davutoğlu, Aydın ve Ege’den övgüyle söz ederken, gündemdeki konulara ilişkin sorulara da cevap verdi. Davutoğlu, “Biz geleceğiz ve daha yapacak çok işimiz var” dedi.

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Türkiye’nin seçilmiş son Başbakanı ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Aydın’a gelmek için özellikle 7 Eylül gününü seçtiğini belirterek, “Her ilin gönlümüzde ayrı bir yeri vardır. Aydın, bizim için birçok açılardan öncü bir şehirdir. Efe şehrimiz. Yiğit insanların şehri. İstiklal Savaşı’mızda ilk ciddi başkaldırının başlatıldığı şehirdir. Miralay Şefik Bey, Yörük Ali Efe, Demirci Mehmet Efe, Mestan Efe, Kıllıoğlu Hüseyin Efe ve nice efeler, hepsini rahmetle anıyorum. İstiklal meşalemizin yandığı bir şehir Aydın. Aynı zamanda demokrasimizin doğduğu bir şehir. Şehit Başbakanımız Adnan Menderes’in memleketi. Cumhuriyetimizin de, demokrasimizin de taçlandığı bir şehir. Dolayısıyla Aydın’a gelmeyi hep istedim. Pandemi şartları nedeniyle gelemedik. Öyle bir günde geleyim ki Aydın’a, hem Aydınlılarla buluşalım, hem de Aydın’ın o tarihi atmosferini, kimliğini hatırlayalım, hissedelim, teneffüs edelim dedim. Bugün Aydın’ın 99. kurtuluş yıldönümü. Dolayısıyla bugünü seçtim. Umurlu’da Çayyüzü Şehitliğini ziyaret ettim. Orayı da ben tarih olarak bilirim. Bugünün en anlamlı ziyareti bence bu oldu. Allah şehitlerimize rahmet eylesin. Aydın’ın, Ege’nin yiğit efeleri İstiklal Savaşı’mızın ilk işaret fişeğini çakmışlardı, hepsine minnet borçluyuz. Onları, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, bütün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz” dedi.

“EGE TÜRKİYE’NİN BAROMETRESİDİR”

Ege’nin öneminden söz eden Davutoğlu, “Daha önce ve Başbakanlığım döneminde tabiri caizse Türkiye’yi adım adım gezdim, tanıma şerefine nail oldum ve her bölge için, her il için ayrı ayrı zihnimde bir yer vardır. Gönlümde bir yer vardır. Ege, Türkiye’nin denize, ufka açılan bir bölgesidir. Batı’ya açılan bölgesidir. Batı sadece Avrupa, medeniyet anlamında değil, bir Orta Asya’dan başlayan bir medeniyetin, İzmir’e doğru yürümesidir. Bu anlamda ben İzmir’e ‘Ufuk Şehir’ demişimdir. Her şehre bir isim veririm. Aydın tabi kendisinden malum; Efe Şehir. Başı dik insanların, onurlu insanların şehri. Modernleşme döneminde de İzmir ve Ege, bunun ilk sancılarını ve süreçlerini yaşamış bir bölgedir. Dolayısıyla Türkiye dönüşürken, genellikle Ege’den dönüşüm başlamıştır. Anadaolu Selçuklu Devleti’ni, Osmanlı’yı deniz devleti kılan da Ege’dir. Ufka açılan Ege’dir. Osmanlı’nın modernleşmesini başlatan da Ege’dir. İzmir-Selanik hattıdır. 100 yıl önce İzmir’de gazete sayısı, bugünkünden çok daha fazlaydı. İstiklalimizi de önce burada kaybettik ve burada bulduk. Dolayısıyla Ege barometresidir Türkiye’nin. Ekonomik olarak da öyledir. Tarihi ve siyasi olarak da öyledir” diye konuştu.

“AYDIN, GELECEK VADEDEN BİR ŞEHİR”

Aydın’ın Türkiye’yi besleyebilecek bir tarım potansiyeline sahip olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Ege tarımı, mevsim tanımayan bir tarımdır. Deniz ulaşımı, demiryolu ulaşımı önemlidir. Aydın-Çine demiryolu hattının hala yapılmamış olmasından büyük üzüntü duydum. Bu hattın tamamlanması lazım. Aydın-Nazilli-Denizli hattının da yapılması lazım. Osmanlı’nın son döneminde bile bu hattın önemi görülürken, bugün hızlı tren hattının olmaması eksikliktir. Aydın, parlak bir gelecek vadeden bir ildir. Aydın, tarımın hemen hemen her türüne uygun bir iklime sahip. İncirde, zeytinde, kestanede Türkiye birincisi. Pamukta Türkiye ikincisi. Hayvancılık açısından da önemli bir şehir. 500 bin büyükbaş hayvan var Aydın’da. 350 bin küçükbaş hayvan var. 250 bin kovan var, arıcılıkta da Türkiye ikincisi. Böylesine potansiyeli olan bir ilin şu Türkiye’deki gelir performansındaki yerinin daha yüksek olması lazım. Aydın’ın 800 bin doları aşan ihracatı güzel bir rakam gibi gelebilir ama Aydın’ın potansiyeline bakıldığında bu rakam çok daha yukarılara çıkabilir. Organik tarıma en elverişli yerlerden biri Aydın. Bu sene bir kuraklık problemiyle karşı karşıyayız. Sıkıntılar var. İncirde de iklim dolayısıyla sorunlar olduğu ifade edildi. Yolda zeytin ağaçlarına da baktım. Bir sorun görünmüyor. Aydın, Türkiye’yi besleyebilecek bir tarım altyapısına sahip. Aydın, Avrupa’nın en yüksek jeotermal kaynaklarına sahip. Dünyada da sekizinci. Bu enerjinin tarımda da kullanılması gerekiyor. Aydın, turizmde de önemli bir potansiyele sahip” dedi.

“DAHA YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VAR”

Türkiye’yi zor şartlarda en iyi performansla yönettiklerini dile getiren Davutoğlu, “Hizmetin üst sınırı olmaz. Bakanken de, Başbakanken de, kendimi ülkeye borçlu hissettim. Hiçbir zaman ülkeden alacaklı hissetmedim. Vatandaşımız da bilir ki, hiçbir şey almadan makamları bıraktım. Hiçbir rant hesabı içinde olmadım. Ne yapmış olursam olayım ve kim ne yapmış olursa olsun, bu ülkeye borçludur. 23 ay başbakanlık yaptım, o zor şartlara rağmen enflasyon yüzde 3.2’ydi, şimdi yüze 44. Faiz yüzde 7 civarındaydı, şimdi yüzde 19. Dolar 2.85’ti, şimdi 8,5’ta zor tutuluyor. Euro 3’tü, şimdi 10’da zor tutuluyor. Bu karşılaştırmaya baktığımızda ülkeyi o zor şartlarda gayet iyi bir performansla yönettik. Beş yıl önce planladıklarımızın hala yapılmamış olmasına üzülüyoruz. Daha yapacak çok işimiz var. Geleceğiz ve yapacağız” dedi.

“AKRABALARIMI DEVLEDE SOKMADIM”

Başbakanlığı döneminde işi hep ehline verdiklerini söyleyen Davutoğlu, “Kimsenin tereddüdü olmasın, biz geleceğiz. Ben hiçbir yola ve işe iddiasız girmedim. Akademik hayatta da öyleydim. Başbakanlığı bıraktıktan sonra o zor şartlar, bütün trol baskıları, medya baskıları, siyasi baskılara rağmen 5 Türkçe, 2 İngilizce kitap yazdım. Bir İngilizce kitabım da bu ay yayınlanıyor. Bir kitabı yazarken ne kadar iddialıysam, siyaseti yaparken de o kadar iddialıyım. Eğer Türkiye iyi yönetiliyor olsaydı, hiç düşünmezdim, siyasete girmezdim. Biz şunu doğru yapıyorduk, işi ehline veriyorduk. Ve bunun mücadelesini verdim, sayın Cumhurbaşkanı ile yollarımız o yüzden ayrıldı. Ben akrabaları sokmadım devlete. İzin vermedim. Davutoğlu’nun bir yakını şuraya girdi diye gösteremezler. Ehil olmayana iş vermedik. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’ydı, arkasında durdum. İyi bir Merkez Bankası Başkanı olduğu için. Hazine Müsteşarlığı Başkanı da sayın Cumhurbaşkanı ile itilaf konularımızdan biriydi, ehil olmayan bir insanın atanmaması için sonuna kadar direndim ve işler düzgün yürüdü. Hangi alanı açarsanız açın nepotizme, akraba kayırmacılığını izin vermedim. Şimdi ise hiçbir yere o işin ehli insan atanmıyor. Referansı olan atanıyor. Torpili olan atanıyor. Üst makamlara gelenlere bakın; turizm şirketi olan biri turizm bakanı olur mu? Özel okulları olan eğitim bakanı olur mu? Ticaret şirketleri olup dezenfektan satan, kendi bakanlığına satan ticaret bakanı olur mu? Şimdi bulara baktığınızda, bizim dönemimizde bunlar mümkün olamazdı. Ehil insanlar gitti. AK Parti’yi halkın önünde, seçilmiş son başbakan ifadesi benim için o nedenle kullanılır, AK Parti yüzde 49,5 oy almıştı benim başbakanlığımda. Ve o seçimde sayın Cumhurbaşkanı meydanlara hiç inmedi. Peki, niye halk güvendi? Şuna güvendi; bir bu insanlar bu işi biliyor, ehil bir kadro var, iki bu insanlar dürüst. Biz siyasi etik kurulu kurduk AK Parti içinde, şimdi işletmiyorlar. Siyasi etik yasası çıkartacaktık, şeffaflık yasası, imar yasası. İkinci önemli şey, yolsuzluk. Son 5 yıl içinde yolsuzluğa bulaşmamış, bulanmamış hiçbir bakanlık ve kurum kalmadı. Hepsiyle ilgili her gün dosya çıkıyor. Yerel yönetimlerden merkezi yönetime kadar. Bunların kökünü kurutmak üzere ben yola çıkmıştım. Üçüncüsü dışlama. Benim başbakanlığım dönemimde hiçbir kişi dışlanmamıştır. Şimdi bakıyorsunuz, kendisinden farklı düşünen herkese hain diyen bir anlayış var. Bize hain diyor. Yani Ak Parti’ye en büyük seçim zaferini kazandırmış genel başkanlarına hain diyerek trol çeteleriyle saldırıyorlar. Bugün iktidardalar ve iktidarda değilmiş gibi davranıyorlar. İktidarda değil, o sorumlu değil, herkes sorumlu. Hayır. Sen sorumlusun. Bütün bu yetkileri elinde sen tuttun. Her gün sapır sapır bu yapının dökülüyor olmasından üzüntü duyuyorum” diye konuştu.

“ERDOĞAN’IN YANINDA AK PARTİ’Yİ AK PARTİ YAPAN KADRODAN KİMSE KALMADI”

Ak Parti’de istişare kültürünün kalmadığını da ifade eden Ahmet Davutoğlu, “Ne zaman ki, sayın Erdoğan kendisini yakın akraba çevresine mahpus etti, özellikle damadı devreye girdikten sonra şöyle bir kanaat oluşmaya başladı; AK Parti’nın devamı Tayyip Erdoğan demektir. Tayyip Erdoğan’ın devamı da akrabadan biri olması lazım ya da mutlak itaat. Mutlak itaat diye bir şey yoktur hiçbir yerde. Biz bir tek Allah’a mutlak anlamda itaat ederiz. Milletin iradesine itaat ederiz ama istişare kalmadı, liderin karşısında görüş beyan etme kalmadı. Bizim dönemde öyle değildi ki. Ben baş danışmanken sayın Erdoğan’la her şeyi açı açık konuşurduk. Zamanla güç yozlaştırır. Gücü uzun süre elinde tutanlar, güce malik olduklarını, bütün güce sahip olduklarını düşünürler. Ondan sonra da gücü paylaşmayı tehdit gibi görürler. Şimdi düşünüyorum, beni başbakanlığa niye aday gösterdiler diye. O seçimi sadece ben kazanabilirdim. Bunu Erdoğan da biliyordu. Altı ay sonra da parti içinde bana darbe organize ettiler. Dolayısıyla insanlara böyle baktığınız zaman artık dostluğu unutursanız, insanları hedeflerinize ulaşmak için kullanıp sonra bir kenara itmeye başlarsınız. Bu sadece benim için değil. Bakın AK Parti’yi AK Parti yapan kadrodan şu an hiç kimse yok Erdoğan’ın yanında. Kuruculardan da üç beş kişi dışında neredeyse hiç kimse yok. Şimdi Tayyip Erdoğan’ın etrafında kimler var bir bakın” dedi.

“ÖNCE KENDİ TROL ÇETELERİNİ TASFİYE ETSİNLER”

Şehir Üniversitesi’ni kapatmanın barbarca bir tavır olduğunu söyleyen Davutoğlu, gündemdeki sosyal medya yasasının da bir sansür yasası olduğunu ifade etti. Davutoğlu, “Bu konuda samimilerse, önce kendi trol çetelerini tasfiye etsinler ve bunu da açıklasınlar” dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Aydın Valiliği’nin Aydın’ın Kurtuluş Günü törenlerinde kendisinin konuşma yapmasına izin vermediğini de ifade ederek, “Bu neyin korkusudur anlamıyorum. Böyle vefasızlık olur mu? Ben onların da başbakanıydım. Gece geç saate kadar bekledik, izin çıkmadı. Biz de törenlere katılmak yerine, Aydın’ın kurtuluşuna vesile olan şehitlerimizi ziyaret etmeyi daha uygun bulduk” diye konuştu.

Davutoğlu, hangi ittifakta yer alacaklarına ilişkin soru üzerine de bununla ilgili şimdiden bir değerlendirme yapmanın doğru olmayacağını ifade etti. (ELİF DUMANOĞLU) 


HABER VİDEOLARI






 
Son Eklenen Haberler