Çine’de terzilikte son perde

4 Temmuz 2025, Cuma 20:23

     


Aydın’ın Çine ilçesinde yıllarını terzilik mesleğine adamış iki usta, Ramazan Önel ve Nail Boztaş, mesleklerinde gelinen son durumu değerlendirdi.

 

Değişen zamanla birlikte mesleklerinin geçirdiği dönüşümü, ekonomik baskıları ve artık bulunamayan çırakları anlatan Önel ve Boztaş'ın ortak kaygısı, gelecekte bir fermuar dahi değiştirecek terzi bile bulamama ihtimaliydi.

"ESKİDEN AYDA 30-40 TAKIM ELBİSE DİKİLİRDİ"

Ramazan Önel, mesleğe 1972 yılında çırak olarak başladığını ve 1984’ten beri kendi atölyesinde çalıştığını belirtti. Geçmişteki yoğunluğu anımsatan Önel, “Eskiden Ramazan girmeden bayramlık siparişi alınmazdı. Ayda 30-40 takım elbise dikilirdi. Atölyemizde 7-8 kişi çalışırdık,” diyerek o günlerin kalabalığını bugünkü yalnızlığıyla kıyasladı. Günümüzde elbise dikmeyi gözlerinin kaldırmadığını söyleyen Önel, işlerini pantolon, yelek ve tamiratla sürdürdüğünü ifade etti.

ZANAAT GENÇLERE CAZİP GELMİYOR

1973 yılında mesleğe çırak olarak başlayan ve 1993’ten beri kendi dükkanını işleten Nail Boztaş ise, “Eskiden kumaşlardan yeni ürünler diktirirlerdi. Artık öyle siparişler gelmiyor. Hazır giyim her şeyi bitirdi,” dedi. Bugün ağırlıklı olarak paça kısaltma gibi küçük tadilatlar yaptığını söyleyen Boztaş, mesleğin temel sorununun çırak yetişmemesi olduğunu vurguladı: “Yeter ki öğren, dediğinde gençler istemiyor. Meslek bitme aşamasında. Ben bu işi severek yapıyorum. Ama yeni nesil sıkıcı buluyor, onun için devam etmiyorlar,” diyerek ustalığı sürdürmenin zorlaştığını dile getirdi.

HAZIR GİYİM İSRAFI DA ARTTIRDI

Geri dönüşüm ve israf konusuna da değinen Önel, “Eskiden şapkacılar terzileri dolaşır, ‘Şapkalık kumaşınız var mı?’ diye sorardı. Kumaşların kenarlarından bağ yapanlar olurdu,” diyerek geçmişte hiçbir parçanın ziyan edilmediğini hatırlattı. Bugünse her şeyin hazır olduğunu ve paçadan kesilen kumaşların artık işe yaramadığını söyledi.

“BU MESLEK KARIN DOYURUYOR AMA FAZLASI DEĞİL”

Maliyet artışları ve mesleğin ekonomik sürdürülebilirliğine ilişkin de konuşan Önel, “Emekli olmasam bu meslekle geçinmek çok zor. İnsanlar verdiğimiz emeği görmüyor, 100 lira deyince ‘Ooo sen ne yaptın?’ diyorlar,” sözleriyle terziliğin toplumdaki algısını sorguladı. Artan kira, vergi ve elektrik giderleriyle küçük esnafın ayakta kalmasının imkânsız hale geldiğini vurgulayan Önel, “Günlük kazançla bu yükü taşımak mümkün değil,” dedi. Kira, vergi ve elektrik gibi sabit giderlerin altını çizen Boztaş ise, “Dükkanı kira olanlar bu işi sürdüremez. Mümkün değil,” diyerek ekonomik koşulların küçük esnafa yüklediği baskıyı özetledi.

“ON YIL SONRA TERZİ ARAYACAĞIZ”

Gelecek hakkında konuşan Ramazan Önel, gençlerin mesleğe ilgi göstermemesinin büyük bir sorun olduğunu belirterek, “Bizim Çine’deki en genç terzi 45 yaşında. On yıl sonra terzi bulunamayacak. Bir fermuar için bile kapısını çalacak kimse kalmayacak,” dedi ve yakın gelecekte yaşanacak ustasızlık krizine dikkat çekti.

TERZİLİKLE BİRLİKTE SABIR DA DİKİLİYOR

Hem Ramazan Önel’in hem de Nail Boztaş’ın anlattıkları, terziliğin yalnızca bir meslek değil, aynı zamanda sabrın, emeğin ve ustalığın simgesi olduğunu gösteriyor. Çine’de hâlâ iğne tutan bu eller, aynı zamanda bir mesleğin son temsilcileri olma sorumluluğunu da taşıyor. 


HABER VİDEOLARI






 
Son Eklenen Haberler